Bursaspor'suz günlerin bitmesine az kaldı. İftarı bekler gibi liglerin başlamasını bekliyorum. Bekliyorum ama ne ile karşılaşacağımı bilmiyorum...

Son iki sezonu atlatmak, her taraftarın altından kalkabileceği bir sendrom değildi. Bu felaket gibi 2 sezonun ardından takımı da dağıttılar doğal olarak. Toplamda 11 oyuncu ile yollar ayrıldı, 4 yeni oyuncu renklerimize katıldı. Süreç devam ediyor ve alt yapıdan desteklemeye çalıştığımız kadromuza, merakla 1-2 transfer daha bekliyoruz. Bakalım nelerle, kimlerle karşılaşacağız. Samet Hoca, baba transferden söz edip bizi epey meraklandırdı.

Akademija Pandev'den Jani Atanasov, Anderlecht'ten Stephane Badji, Trabzonspor'dan ayrılan Aytaç Kara ve son olarak da Estoril'den Allano Lima, yeni sezonda performans ve başarı beklediğimiz yeni oyuncularımız. Gidenlerin arkasından konuşmak olmasın diye yazmayacağım; yazmaya başlarsak uzun sürer malûmunuz... Hepsinin yolu açık olsun diyelim de adamlık bizde kalsın...

Fenerbahçe maçıyla başlayacağız. Resmi siteden A Takımı kadrosuna bakayım dedim, kimsecikler yok. Ortalık daha durulmuş da değil. Ali Ay elinden geldiğince koşturuyor, Samet Hoca çırpınıyor, oyuncular kampta çalışıyor bizler de elimizdeki klavyelerden yazıp duruyoruz. Yazıyoruz; çoğu kez sinirlerimiz ve sitemlerimiz yükseliyor klavyeden, bazı zamanlar da sakin olalım, destekleyelim, diyenler oluyor. Forma meselesinde olduğu gibi hep bir ayrışım içindeyiz. Kimisi hiç beğenmiyor ve kin kusuyor, kimisi beğenmiyor, sadece sitem ediyor, kimisi beğenmiyor ama arma var üstünde alacağım diyor; sonra bu kişiler bir de birbiriyle tartışıyor... Epey bir zorladım kendimi bulmak için, lütfen siz de zorlayın : Taraftarın ortak fikirde buluştuğu olumlu bir konu var mı Bursaspor'da? Ben bulamadım. Ali Ay muhalifliği deyince çok ortak çıkıyor ama ben biraz susup takıma destek verelim diyenlerin de artmaya başladığını görüyorum ve buna moral veriyor. Çünkü ben de başkan kim olursa olsun takımı yalnız bırakmayalım diyenlerdenim. Cumhurbaşkanının bile eleştirilebildiği bir ülkede bir kulüp başkanı da eleştirilebilir, bundan doğalı yok elbette. Sadece hakaret etmeyelim birbirimize yeter. İcraat eleştirelim ve hep söylediğim gibi çözüm önerileri de ekleyelim. Mesela, formalar çıktıktan sonra beğenmeyen bir çok kişi, özelde yapılmış harika tasarımlar attılar sosyal medyaya ve ben gerçekten bazılarını çok beğendim. Ne güzel işte, beğenmedim deyip bırakmamış, bak böyle daha güzel oluyor diye çözümleri de sıralamış. tam istediğim profil...

Ligler başlıyor ya, susalım mı konuşalım mı derken, muhalefeti biraz kısıp, takımı destekleyen sözcükleri bir arttırsak anlamında diyorum.

Yeni gelenlerin günahı yok sonuçta. Onlar büyük Bursaspor'a geldiler. Eskilere kızarak, onlara hak ettiği desteği yansıtmamak ayıp olmaz mı?

Aytaç demiş ya, Teksas beni çağırsın yeter, diye. Bırakalım gidenleri, biz gelenleri biraz aşılıyalım, Bursaspor sevgisiyle dolduralım, korkutup ürkütmeyelim. Malum biz bir kızdık mı statta dizleri birbirine vuruyor çoğunun. Hele ki kendi oyuncularımızı ıslıklama muhabbetini yapmayalım kardeşler, abiler, zaten formanın ağırlığından ezilen gençler, taraftardan ıslık yediler mi iyice tedirgin oluyorlar ve kafası rahat olmayan oyuncu da saha da iyice berbatlaşıyor. İlla da  olumsuz bağıracaksanız, maçtan sonra bağırın. Akıl vermek gibi olmasın sakın, biraz daha yenileri huzurlu hissettirmek lazım diyorum.

Güven hisseden oyuncu daha iyi oynar. Varını yoğunu koyar. Biz daha en baştan, geride kalan sezonların öfkesiyle yaklaşırsak onlara, sanki onlar da iyi bir başlangıç yapamazlar gibi geliyor.

Ben burdan bir çağrıda bulunayım. Beğenirseniz, kâle alırsanız ne mutlu:

Sezona yeniden başlayalım. Takımı el üstünde tutalım, daha şefkatli olalım. başkan bir yana takım bir yana; biz sahada 90 dakika canla başla oynatalım şunları. Nedendir bilmem ama Fenerbahçe maçında skor aleyhimize olsa bile mücadele eden çocuklarımızı görünce hepimiz mutlu olacağız gibi geliyor bana...

Saygılarımla...