Tam anlamıyla akademi takımına dönüşen Bursaspor'umuz, Samsunspor ve Göztepe galibiyetleriyle tüm şehri mutlu etti.

Oyuncularımız özgüven, bizler de umut doldurduk yüreklerimize.

Maçtan sonra Mustafa Er mutluluğunu dile getirirken, öte yandan "Ayaklarımız yere basmalı." dedi. Belki o an önemini algılayamadığımız bu bakış açısı en çok önem vermemiz gereken konu.

İstanbulspor'a hepiniz şöyle bakmışsınızdır. Fatih Tekke yönetimindeki İstanbulspor ligde 2 maç eksiğiyle 21 puanda bulunuyor.

19 gol atıp 12 tane de yemişler.

6 galibiyet, 3 beraberlik, 3 mağlubiyetle bugünlere gelmişler.

Tüm kadronun yaş ortalaması 24.6

Bana kalırsa modern futbolun gerekliliklerine uyum sağlamaya çalışan,ayağa top oynamaya çalışan bir takım. Play-Off potasını zorlamak niyetinde ve kabiliyetinde olan bir ekip. Yani sıralama anlamında geçmemiz gereken bir rakip.

Taraftarların çoğunun Göztepe galibiyeti sonrası epey mutlu olması normal tabi,hepimiz öyleyiz. Ziraat Türkiye Kupa'sında, ciddi yatırımlar yapmış takımlara meydan okuyan çoktu.

Bence çekebileceğimiz en iyi kuralardan birini çektik. 1 ay sonraya hangi seviyede olacağımızı kestiremediğim için, tur adına bir tahminde bulunamıyorum.

Ancak İstanbulspor maçı adına emin olduğum tek şey sahada yine mücadele eden bir takım izleyeceğimiz.

İnşallah, antrenmanlarda ve toplantılarda bu delikanlılara içinde bulundukları sürecin önemini hissetmelerini sağlayabilmişlerdir. Sözde hepsi işin ciddiyeti hakkında konuşabilir ama iç dünyalarında bunu hissetmeleri şart.

Sadece puan toplamak adına değil, maddi gelir toplamak adına da bu sportif başarılara ihtiyacımız var. İstikrarlı bir başarı, hem puanlar kazandırır hem de takıma olan ilgiyi geri kazandırır. Belki de şehir yeniden can bulur ve maddi katkılar katlanarak gelir.

Bu çocukların sırtında çok sorumluluk var.

Galibiyetlerin keyfini sürüyorsak, mağlubiyetlerin de cefasını çekmeye devam etmeliyiz. İşler iyiyken sempatik davranıp, kötü bir süreçte onları yalnız bırakmak adaletsiz ve bencilce olacaktır. Her daim desteğe devam etmeliyiz.

İstanbulspor da kendi sahasında kazanmak isteyecektir. Defansif zaaflarımızın üzerine gideceklerdir. Bol gol atıp, bol gol yiyen bir takım olduğumuz için Bursaspor'un maç sonuçlarını kestirmek de zor açıkçası. Çünkü bu takımı Ümraniye maçında çok kötü oynarken de izledik, Göztepe karşısında harika oynarken de.

Ayrıca Ali Akman ve Batuhan Kör üzerinde şimdiden oluşan aşırı beklenti, bu yaş grubunda kaygı eşiğini yükseltecektir. Övgülerimizi elbette dizelim sıra sıra ama her maçı kazandıracaklarmış zorunluluğu varmış gibi de davranmayalım.

Her zaman dillendirdiğimiz maddi destek konularına kısaca değinerek yazıyı sonlandıralım.

Kısa vadedeki ödemeler için (personel maaşları, aylık giderler, primler vb.) taraftarlar tarafından yapılacak kampanyalar düzenlenirse harika olur. Store gelirleri temliklere takılmıyor. Taraftarımızın iyi kötü demeden, renk/model ayırt etmeden alışveriş yapması ve depoları boşaltması lazım. Store yeni yıl için indirim kampanyalarına da başladı zaten.

Uzun vadedeki borçlar içinse, devreye girmesi gerekenler belli zaten. Hiiiiç uzatmaya gerek yok.

Bunca yıl kötü yönetilip, borçlandırılan kulübün borcunu taraftarın kapaması mümkün değil zaten.

Sportif başarılar,

Süper Lig'e yükselmek,

oyuncu satışları,

bilet ve yayın gelirleri,

sponsorlar ve iş dünyasının ciddi destekleriyle

ve en önemlisi

doğru ekonomik yaklaşımlarla,

futbol aklıyla

Bursaspor düzlüğe çıkacak ve çarkını döndürmeyi başaracaktır.

(İnşallah)

Yeter ki hem sportif olarak, hem de camia olarak ayaklarımız yere bassın.

Saygılarımla.