Eski zamanlarda bir ülkede halkın çok sevdiği kral vefat etmiş. Bir varisi olmadığı için de akrabaları krallık yarışına girmiş...

Vezirlerden bazıları, ülke yönetiminde biz daha önce bulunduk, tecrübelerimiz var, biz de bu yarışta; bu seçimde olmak istiyoruz,demişler. Kralın akrabaları buna karşı çıksalar da halktan gelen baskı sebebiyle kabul etmek zorunda kalmışlar...

Vezirlerden biri,kralın hazinesiyle ilgili tüm bilgilere sahip,diplomatik bağlantıları da kuvvetli,öyle ya da böyle ülkeye kral olmuş. Arkasına tüm diplomasiyi ve halkın çoğunun rızasını alarak ülkeyi devralmış. Almış almasına ama bir süre sonra ülkede işler karışmış; maaşlar ödenemez olmuş, askerler itaatten uzak, halk mutsuz,ekonomi kötü... Hazine işlerinden çok iyi anladığını iddia eden yeni kral borçlanmaya başlamış.Başlangıçta kendi cebinden katkı sağlayarak bir süre daha ülkeyi idare etmiş ama ülke yine de tepe taklak halde gerilemeye devam etmiş. Eski kralın zirveye taşıdığı ülke yavaş yavaş dibi boylamaya başlamış. Halk ne yapsın, ülke kendi ülkesi,desteklemeye devam etmişler. 2 senenin ardından ülke tarihinin en kötü günlerine kadar yaklaşmış. Allah'tan ordu içinde  bazı iyi komutanlar varmış da askerleri iyi-kötü bir arada tutarak yeni seçimlere kadar getirmiş. Geçen iki yılın ardından,herkes eski günleri anar olmuş ve vezirin tahttan inmesini istemeye başlamışlar. Vezir yeni seçimlere de girmek istiyor,tahtın rahatlığından ve sevdasından vazgeçemiyormuş. Yeni kral seçileceği belli olduğunda  kimseler bu mahvolmuş ülkenin başına geçmeye istekli değilmiş eskisi gibi.

Rahmetli kralın zamanında sarayı çok seven,vezirin ilk senesinde de ona yardımcı olan genç bir vezir yardımcısı  ,seçimlerden  çok zaman önce ortaya atılmış ve ülkeyi ayağa kaldıracağını  iddia ederek tahta aday olmuş. Ülke bu haldeyken bu genç vezir yardımcısının bu cesareti  göstermesi, halkın çoğunluğundan takdir toplamış.

Az zaman sonra ülke dibe batmaktan kurtulmuş. O zaman da kral adayları tek tek ortaya çıkmaya başlamışlar. Halkın çoğu kıtlık zamanı değil de işler düzelince ortaya çıkan bu vezir  ve akrabalara kızmış. Bu akrabalar ve vezirler, ülkeyi kurtarmanın vaatlerini meydanlarda duyurmaya başlamışlar. Kimi asker ocağını yıkıp yerine bina yapıp satacağım demiş, kimi sadece enkaz olan ülkeden bahsedip,belgesi olmayan anlaşmalar ve ticaretlerden bahsetmiş. Vaatleriyle insanları ikna etmek için konuşup durmuşlar.Halk, dedikodulara, meydanlarda bağıran çığıtkanlara bakarak,araştırarak birini seçmek  zorunda olduğu için tedirginmiş. İstiyorlarmış ki herkesin kabul edebileceği, birlik ve beraberliği sağlayacak,çevresi, ilişkileri iyi,dik duruşlu,cesur,gözü kara eski kralları gibi bir aday olsa da seçsek. Ama malesef adayların birbirlerini kötüleyerek,  açıklamalarıyla her birinin eski başarısızlıkları ortaya çıkıyor olması moralleri bozuyormuş.

Sadece genç vezir yardımcısına kimse bir şey diyemiyor, tecrübesizliğinden de çekinmiyorlarmış . Onu kral seçsek, bu seçmedigimiz vezirler ve diğer adaylar, kıskançlıktan saray entrikaları yaparak, onu tahtan indirmek için ülkeyi batırmayı bile  göze alırlar diye de endişe ediyorlarmış...

Yakın zamanda halkın kimi kral seçip ülkeyi teslim edeceğini ve ülkenin batıp batmayacağını göreceğiz. Onlar ersin muradına, biz çıkalım kerevetine...

Saygılarımla...