Bursaspor’umuzun Samsunspor ile karşılaştığı müsabaka tam anlamıyla bir ilklerin maçı oldu diyebiliriz. Üstelik bu kez yaşanan ilkler tamamen Bursaspor’un lehine gerçekleşen olaylardı.

Ligde 7 haftadır yenilmeyen Samsunspor, ikinci mağlubiyetini Bursaspor karşısında aldı. Üstelik Samsunspor açısından Bursaspor karşısında alınan bu sonuç ilk deplasman mağlubiyeti idi.

Samsunspor ligin ilk haftasında evinde İstanbulspor ile oynadığı ve kalesinde 3 gol gördüğü maçtan haftalar sonra bu kez deplasmanda Bursaspor’dan 3 gol yiyerek mağlup olmuş oldu.

Bursaspor ligde ilk kez üst üste iki galibiyet alması bildi ve belki de herkesin beklediği ancak bir türlü gerçekleşemeyen galibiyet serisinin startını vermiş oldu.

Bursaspor bu sezon ilk kez farkın 3 olduğu bir skorla galip gelerek yine ilk kez en farklı galibiyetini aldı.

Batuhan Kör A Takımı ile çıktığı bir maçta ilk kez 2 gole imzasını attı.

Bursaspor bu sezon ilk kez oyuna 10 kişi ile devam etmek zorunda kalmasına rağmen üzerine bir de gol bularak galip gelmesini bildi.

Evet, ilkler bu yazdıklarımızdı.

Oyunun genelinde Samsunspor maça daha hakim gibi göründü. Oyunun kontrolü daha çok karşı takımdaydı. Bursaspor topu ayağına aldığı anda hızlı geliştirdiği ataklarla sonuca gitti ve maçı farklı bir şekilde kazandı. Şu bir gerçek ki, uzun zamandır ihtiyaç duyduğumuz futbol şansı ve tabi ki Allah bugün bizim yanımızdaydı. Özer Hurmacı’nın iki saniye içinde üst üste yaptığı iki saçma sapan hareketi yüzünden gördüğü 2 sarı kartın bir anda kırmızıya dönüşerek oyundan atılması ve takımını yine (!!) yalnız bırakmasına rağmen! Bu kaçıncı vaka, artık akıl alacak gibi değil! Skor avantajının elimizde olduğu anlarda böyle son derece basit pozisyonlarda en sakin kalması gereken isim olması gerektiği için bu takımın kaptanlığı da verilen Özer Hurmacı’nın kendine bir çeki düzen vermesi gerekiyor.

Bakın net olarak yazayım, bugün bu farklı galibiyet hepimizi sevindirse de, en azından benim sahada görmek istediğim futbol bu değildi. Huyum kurusun! İnsan istiyor Bursaspor her açıdan en baskın olan taraf olsun, ama her zaman olmuyor işte. Demek istediğim kötü futbol oynadık demek değil. Ofansif futbol görmek isterken defansif kalmak sıkıyor canımı biraz ama bilemiyorum belki de Mustafa Hoca’nın tercihi ve taktiği bu şekildeydi. Şunu kabul etmek de lazım, eğer tercih ve taktik bu yönde belirlendiyse sonuç da alındı, saygı göstermek gerekir. Ve yine eğer tercih ve taktik bu yönde ise futbolcularımız bunun bilinci ile, tüm gayretleri ile mücadele ettiler ve net bir şekilde kazanmasını bildiler. Tek tek, isim isim yazmaya gerek yok bu sefer. Tek bir kişi hariç, birazdan değineceğim. Tüm futbolcularımız, tüm göz bebeklerimiz üzerlerine düşen görevi fazlasıyla yerine getirdiler. Batuhan Kör’ün özellikle ikinci golde yaptığı vuruş o genç yaşına rağmen aslında tam bir usta işi vuruştu. Özellikle karşı kale arkasından gelen gol tekrarında net bir şekilde buna karar verdim.

Maçın adamı net bir şekilde Ataberk Dadakdeniz.

Skorun bu şekilde olmasında çok büyük bir payı var. İnanılmaz kurtarışlar yaptı. Yani anlatsam, anlatılmaz. Gerçekten tekrar tekrar seyretmek lazım. Maç boyunca yaptığı kurtarışların haddi hesabı yok. Hele yüreğimizin ağzımızda çarptığı bazı pozisyonlarda üst üste yaptığı kurtarışlarla bizi hastanelerin acil servislerinden, Bursaspor’u da ipten aldı bu genç adam. Hani öyle ki, o pozisyonların bittiği anlarda koca televizyonu yerinden söküp “Ataberk Bey!” diye sarılasım geldi kaç defa, o kadar!

Bu harika galibiyet için takımımızı yürekten kutluyorum. Hafta içi Göztepe ile oynanacak olan Ziraat Türkiye kupası mücadelesinin sonucunun ligde deplasmanda oynayacağımız İstanbulspor maçının sonucunu etkilemeyeceğini umuyor, ve artık bu serinin devam edeceğini düşünüyorum.

Önümüzde ki hafta çok daha iç açıcı yazılarla görüşmek üzere…