Seviyor... Sevmiyor... Seviyor... Sevmiyor ve seviyorrrrrrrrr!

Çoğumuz tam da 'seviyor' sonucu çıksın diye yolarız papatyanın yapraklarını. İstediğimiz çıkmayınca yeni bir tanesini gözümüzü kırpmadan harcarız. Çünkü sevdiğimiz dünya duysun isteriz. Bunun da sembolü papatyanın ta kendisidir.

Gerçek Bursalıların papatyası da Bursaspor'dur. Yeşil Beyazlı renkleri kümesine bakmadan destekleyenler, parasına puluna bakmadan resmi mağazadan ürün alanlar, rampa yapmadan, '-cek, -cak' demeden sadede gelenler Bursasporlunun harbisidir.

İşin bizim pencereden görünen tarafı bu ama bir de isterseniz geminin kaptan köşküne bakalım. Büyük bir kaosa sahne olan Bursaspor başkanlığı süreci öyle ya da böyle, ittire kaktıra Recep Günay'ın zaferiyle (!) sonuçlandı.

Kendisinin de bir beyanatı vardı. 'Sahip çıkacak biri gelirse, anında veda edeceğim'

Bu süre zarfında geçmiş dönem başkanlarından Ali Ay'ın aklına zamansız şarkılar tadında bir adaylık aydınlanması geldi. "Hiç kimse çıkmayacaksa ben adayım" dedi Ay...

Çocuk doğmamış ancak don seçimi yapılmış(tı). Çevresi ve kendisi haricinde herkesin kafasında aynı soru vardı; "Neden şimdi?"

2 Temmuz'da camia harıl harıl aday ararken, tüm düğmelere basıp kurtarıcı kovalarken, eski tozlu kitapları kurcalarken Ay doğmamıştı camianın üstüne!

Recep Günay da tam bir 'Terminatör' gibi yargı kartlarını açtı ve 'dava' adamı olduğunu göstererek sayısız cephe açtı. Bursaspor'un bir kuruşunu yiyenlere inat...

Devreye taraftar girdi... Teksas da 'imza' kozunu oynadı. Recep Günay'ın başkanlığına imza verenler, gitmesine de imza attı.

Şimdi imzalar tamam... Süreç yargıya intikal edecek...

Bakalım Bursaspor'un papatya falından kim gülecek!