Maddi sıkıntılara rağmen Antalya'da kamp yapmayı başardı Bursaspor.

Giderken altyapıdan çocuklardan da götürdü Samet Hoca.

Eğlendiler,oynadılar,alt seviye takımlarla iki maç yaptılar bu gençler.

Sahadayken verdikleri mücadele bizleri memnun etti ama daha geliştirmeleri  gereken yönleri olduğu da ortaya çıktı. Umut vaat ettiler mi, kötümser düşünmezsek "evet" diyebiliriz.

Sonra ağabeyleri Malatya karşısına çıktı. Geliştirmeleri gereken yönleri onların da ortaya çıktı ama geçlerdeki  açlığı ve mücadeleyi onlarda göremedik.

Hayırdır, oldunuz mu siz?

Bizim taraftar kültürümüzün felsefesinde, sonuç ne olursa  olsun takımı desteklemek vardır.Ama bu desteğin bağlı olduğu şart nedir; formanın hakkını vermek için canla başla mücadele etmek.

Bursaspor'un oyuncuları içinde "halimizi" dert edip, canla başla antrenman yapan ve sahada yırtınan kim var?

Arkadaşlarını bu konuda sürekli uyarıp başını dik tutan kim var?

Her taraftar,  kendine has kriterlerle 3-5 oyuncu ancak sayar sanırım. Profosyonelliği anlıyorum ama amatör ruh da bekliyorum.

Benim bu karakteristik özelliklere  göre kıstas oyuncum elbette Batalla'dır. Oyunculuk kalitesinden bahsetmiyorum farkındaysanız, "halimizin" derdine düşmüş,çabalayanlardan bahsediyorum.

Sahada isyan eden,hırsından deliren,kazanmak için ciğer yakan, tekmeye kafa sokan, atılan/ yenilen gollere tepkisiyle ruhunu ortaya  koyan gerçek  Bursasporlu oyunculardan bahsediyorum...

Bursa'nın futbol kenti olduğunu  idrak edebilmiş, taraftarın beklentilerini kendine hedef koymuş oyunculardan  bahsediyorum.

Şimdiki takımda yok mu,var elbet ama yetmiyorlar işte...

Yabancılarımızın ise garip halleri var. Hangisinin ne hissettigini anlamak zor. Fayda almanın derdine düştük sadece,sevdalarından vazgeçtik.

Kampta bunlar konuşuluyor  muydu acaba?Teknik çalışmalar yanında sosyal anlamda aidiyet oluşturmak için , armanın ağırlığı ve sorumluluğu yanında, hedef konsantrasyonu oluşturulmaya  çalışıldı mı?

Samet Hoca, gençlere kitaplar dağıttı.Bir öğretmen olarak elbette beni çok mutlu etti bu hareket.Bu satırlardan da tebrik ve teşekkür ediyorum.

Son iki sezonda ligin ikinci yarılarındaki düşüşün sebepleri incelendi mi acaba?

Maddi ve manevi hazırlıklar yapıldı mı?

Transfer konusunda hocanın beklentilerini karşılamayan, iyileşen oyunculara yeni transfer gözüyle bakmamızı isteyen,gönlen transfer yapmak istemeyen yönetim, bana kalırsa büyük hata yapıyor. Almayacaksak almayalım,iyi tamam diyelim ama Fenerbahçe ve Kayseri 'den kötü sonuçlar alınıp da panik transfer yapacaksak işte o zaman daha da beter duruma düşeriz.

Fikstürün ilk 6-8 maçı zor, kalan diğer maçlara göre. Bu süreç taraftar refleksleri adına çok etkileşimli geçecektir. Umarım bu etkileşimler takımın rotasını bozmaz ve son iki sezonki hallere düşmeyiz. Yönetim hala yerinde duruyor olursa o süreçte zaten işler karışıp gider.

Kampa giderken neydik, döndüğümüzde neyiz?

Net bir teknik ilerleme var mı? Takım olgusunda iyileşme var mı? Hedefe konsantre, "halimizi" dert eden bir takım dönecek  mi? Eğer, bunlarda iyileşme yoksa, güzel tatil yapmışlar ancak derim (!)

Fenerbahçe, ligin ilk yarısında düşüşte olan Fenerbahçe olarak gelmeyecektir.Dirilişe geçmeye niyetli bir takım gelecektir. Ancak sahada özgüvenlerini kırarsak, alt edebiliriz onları. Ruhla yeneriz;inançla yeneriz;taraftarla yeneriz...

Şimdiden yüzümüzü karartmaya da gerek yok. Olumlu bakalım,bakmaya çalışalım. P.tesi akşamına koysalar da maçımızı,stada gidelim. Ne kadar çok Bursasporlu olursak, aramıza o kadar az Fener destekçisi sızar...

Saygılarımla...