İdris Sevinç başkanlığındaki toplantıya, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, Bursaspor Kulübü Başkanı Ali Ay, yönetim kurulu üyeleri ve 116 divan kurulu üyesi katıldı.

Çelik, toplantıda yaptığı konuşmada, Bursaspor'un kendisi için 1963 yılında başlamış bir sevda olduğunu söyledi.

Güzel dostluklarının bulunduğu insanlarla kulübün toplantısında yer almaktan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getiren Çelik, "İnişli çıkışlı durumlarımız oldu. Bir alt lige düştüğümüzde Bursa, adeta karardı o gece. Sevinçli günlerimiz de oldu. 2009-2010 sezonunda şampiyonluğumuzun Bursa için ne kadar anlamlı olduğunu herkes izledi. Ben o gün Balkanlar'da bir ülkedeydim. Masada ülkeler arası görüşme değil de yarım saat Bursaspor'un konuşulduğu bir tablo vardı. Çok keyifliydi." diye konuştu.

Bursaspor'un şampiyon olduğu 2009-2010 sezonundaki bir anısını anlatan Çelik, şöyle konuştu: "Şampiyonluktan bir gün önce birisi 'Kulübe gidelim, moral verelim' dedi. Gittik, futbolcular kampta. İçimden gelerek onlara 'Bakın inanırsanız şampiyon olacaksınız. Siz yeter ki yenmeniz gerekeni yenin, gerisini bırakın. İstanbul tarafını kafanıza takmayın' dedim. Bu konuşmam medyaya servis edildi. Ardından maçları izledik. Fenerbahçe 5 metreden topu kaleye yollayamadı. Ertesi gün Fenerbahçe ve Trabzonspor başkanları karşımıza çıktı. Sıkıntılar yaşadık ama neticede Bursaspor, şampiyon oldu ve gururlandıran bir tablo oldu."

Elinden geldiği kadar Bursaspor için gerekeni yaptığını bildiren Çelik, şu ifadeleri kullandı: "Zamanımız olmadığından bir süredir ziyaret imkanı bulamadım. Kesinlikle bizim tarafımızdan bir kırgınlığımız yok. Bursaspor'a en ufak bir zararın gelmemesi gerekiyor. Hepimiz Bursasporluyuz. 'Bursaspor için ne yapabiliriz?' diye düşünmeliyiz. Sizlere teşekkür ediyorum. Ben o gün görevimi yaptım. Çünkü bu kent bizi milletvekili yapmış. Artı bir değer olarak özellikle bir şey beklemediğimi belirtmek istiyorum. Bursa’nın dertlerinden birisi de Bursaspor’dur. Derde deva bulunur ama dertlenmezsek, 'Birileri yapsın' denilirse o zaman kimse bir şey yapmaz. O zaman Bursaspor'a hepimiz kötülük yapmış oluruz." 

Çelik, futbolun tüm insanları peşinden koşturan bir spor dalı olduğunu, bu yönüyle de son derece önemli olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: "Siyasetle futbolu değerlendirdiğimde benzer yönler var. Her siyasetçi, birinci olmak ister. Her kulüp de birinci olmak ister. Bir de negatif anlamda benzerlik vardır. O da kıskançlık. Siyasetle futbol ilişkisini belli bir düzeyde götürmek gerekiyor. Herkesin kendi işini yapmasını gerekiyor. Ben ihtiyaç olduğu zaman ilgilendim. Kim, nerededir, ne iş yapar? Bilmedim de. Mücadele eden kimse, hep saygı duydum. Başkanımızı dinleyince ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Bu koca yükü alıyorsunuz. Vefa, çok önemli bir hadise. Bunu şahsım için yorumlarsanız buna kırılırım. Buna gerek yok."

Şehre karşı vefalı olmak gerektiğini de vurgulayan Çelik, şöyle devam etti: "Bu şehir, sizi besliyor. Şehrin bize verdiklerini görmeden 'Şehre ben ne veriyorum?' diye düşünürüz. Bursalı olmak, Bursa’da yaşamak, çok büyük bir ayrıcalık. Türkiye'nin her ili de değerlidir. Her karış toprağımız kanla sulanmıştır ama Bursa'nın tarihsel yönü, birikimleri çok çok önemlidir. Bursalılar olarak gerçekten ayrı bir madalyayı taşıyorsunuz. Bursa'ya karşı herkesin vefalı olması gerekiyor. Az önce sayın başkana ifade ettim, bir şey talep edildiği zaman, bir şeyler yapma gayreti içinde oldum."

Çelik, toplantıya gelmeden önce geçmişi hatırladığını, o dönem SGK borçlarıyla, vergilerin tüm kulüplerde ertelenmesinin müsebbibinin Bursaspor olduğunu, yeşil-beyazlı kulüp sayesinde 2 kez borçların yapılandırıldığını anımsattı.

Editör: Haber Merkezi