KAAN VARDAR | BURSASPORX

Futbol Akademisini 2008 yılında kurduklarını dile getiren Mustafa Gönden “Bu sene itibariyle 14’üncü yılımızı bitiriyoruz. Uzun ve keyifli bir yolculuk oldu. Bir çok çocuğa futbolu sevdirmek amacıyla başladık. Temelinde kendi çocuklarımın arkadaş grubunu küfürden uzak tutayım ve spora alıştırayım diye başladım ama başarı geldikçe organizasyon büyüdü. Çok güzel bir noktaya geldi. Ta ki pandemiye kadar. Pandemi bizi etkilemiş olsa da sayısal anlamda ve yapacağımız organizasyonları hep rafa kaldırmış olduk. O döneme kadar çok çok güzel geldi. Bundan sonrada çalışmalarımız devam ediyor. 4 – 16 yaş arası her grubumuz mevcut. Tesislerimizde antrenmanlarımızı, çalışmalarımızı yapıyoruz oyunlar oynuyoruz ama temelinde hep spor ahlakı, kişisel gelişim, takım olma olgusu arkadaşlık duygusu, yenme yenilmeyi hazmetme, sevinme üzülme. Bunların hepsini barından bir organizasyon bu. Doğru eğitimi verdikten sonra, yetenekli çocuklar büyüyüp yukarı doğru gidebiliyorlar. Hem milli takımda hem de profesyonel liglerde oynayan oyuncularımızda oldu.

Biz hayal satmıyoruz. Benim çocuğum çok yetenekli diye geliyor aileler. Olabilir ama futbolcu olmanın garantisi hiç kimsenin yok. Çok fazla değişkenin aynı anda işlenmesiyle futbolcu olabilirsin. Futbol yolculuğu çok meşakkatli bir yol. Gelen tüm ailelere şunu söylüyorum. Biz burada doğru eğitimi vereceğiz kendisine ama futbolcu olma garantisi yok. Çocuğun buradaki süre içerisinde öğreneceği şeyler şunlar; Küfür etmeyecek, arkadaşlarıyla argo konuşmayacak, birisi hata yaptığı zaman o hatayı ekran önüne taşımayacak yani insanlara sunmayacak, onu kapatmayı öğrenecek. Bu şekilde olunca çok güzel bir arkadaşlık bağı oluşuyor. Burada eğitim görüp dışarıda arkadaşlıklarını sürdüren bir çok oyuncumuz var. Aynı zamanda ailelerimizde var, burası sosyal bir ortam. Biz bunların garantisini veriyoruz onlara ama futbolcu yetiştirmek için mutlaka bunu yapmalıyız diye bir yolumuz yok. Biz çok doğru bir eğitim verdiğimize inanıyoruz ama bu işin bir garantisi yok.

Hayal krıklığına uğradım

Bursaspor’da ki geçen sene ve sezon başından yana yaşananları değerlendiren Mustafa Gönden “Tahtanın açılmadığı ve Mesut Mestan’ın görevine devam ettiği ve Erkan Kamat’a devredeceği süre içerisinde kulübün başında ben vardım. O süreci ben anlımın akıyla tamamladığımı düşünüyorum. Çünkü, Bursaspor için Vakıfköy ruhunu kattığımız, bu işten ekmek yiyebilecek ve Bursa’ya maddi anlamda kazanç sağlayacak ve beklentileri üst seviyeye çıkartacak bir kadro kurduk. Bunun parçası olmaktan gurur duyuyorum. O dönem içerisinde tüm oyuncularımıza sahip çıktık. Çok belirsiz bir süreçti, bir çok oyuncu kulübü federasyona şikayet etmiş, dosyalar önümüzde, onları ikna etmeye çalışıyoruz,  yeni bir yönetim gelecek, çok meşakkatli bir süreci anlımızın akıyla tamamladık. Bizden sonraki süreçte Mustafa Er göreve geldi Adil Cenkçiler ile beraber. Bence güzel yürüttüler yani daha iyisi olur muydu, her zaman daha iyisi olur. Geçen sen ben önerilerimi de söyledim kendisine. Bence güzel bir süreç yönettiler. Bu senenin başına gelince Bursa’da çok değişik bir hava esti. Tahtayı açacağız, transferler yapacağız ve biz Süper Lig’e çıkacağız. Güzel hedef ama realist olamazsınız. Parayla şampiyon olunsaydı şuan Fenerbahçe 3-4 senedir şampiyon olurdu. Adana Demirspor yıllarca bu ligden çıkamadı, çok ciddi paralar harcadılar. Transfer yapayım, yeni kadro kurayım şampiyon olayım, böyle bir şey değil bu. Burada çok ciddi bir mühendislik var, emek var, güzel bir kadro haritası çıkartman lazım. Bunların hiçbir tanesine yapmadılar bu sene. Sadece söylemde kaldı. Yapılan transferlerde güzel isimler var, ama bu isimlerin bu ligde başarılı olacağının garantisini kimse veremez ve bunun hesaplamasını da kimse yapmadı. Biz ne oynayacağız, hangi hocanın formatına göre oynayacağız. Biz iyi orta yapan kanat mı istiyoruz, yoksa süratli kanat mı istiyoruz. Pivot bir santrafor mu istiyoruz, dripling yapan bir santrafor mu istiyoruz. Bunların hiçbir tanesi çalışılmadan, bir tane santrafor geldi işte bir tane sol açıkta bu oynayacakmış. Bu anlayışla transfer yaparsan ki Türkiye’de ki çoğu kulübün yaptığı en büyük hata bu. Daha ligin yarısı gelmeden duvara çarptık. Sahada başarı olmazsa, yönetim isterse ağzıyla kuş tutsun. Sahanın başarısızlığı sizin her anlamda başarısızlığınız demektir. Bu seneki yönetim bunu yaşadı. Benimde şahit olduğum bire bir yaşadığım bazı olaylar var kendime kalan. Çokta açıklamak istemiyorum ama, çok doğru ilişkiler kurmadılar. Samimi bir yoldan yürümediler. Kulağımıza gelen menajer isimleri var. Mustafa Er daha bunu sezon başı dillendirdi ve bundan rahatsızlığını belli etmişti. Akabinde hocalar değişti, direktörler değişti ama mantalite değişmedi. Oyuncular gitti satıldı, bedava gidenler oldu, o hain dendi bu bilmem ne dendi, yine mantalite değişmedi. Bu işin başındaki insanların niyeti çok önemli. Niyeti iyi ise doğru bir ekip kurabilir. İşte Mustafa bizim çocuğumuz gelsin değil. Bizim çocuğumuz kenarda bir artı olarak hanesine yazalım ama Mustafa burayı doğru kaldırabilecekse gelsin. Mustafa özelinde söylemiyorum, Ahmet Mehmet Hasan Hüseyin Deniz farketmez. Gelen kişi Bursa’nın evladı olduğu için gelmesin, o onun hanesinde artı olarak dursun ama ne yapabilecek, sistemi değiştirebilecek mi, menajerlere dur diyebilecek mi, alttan gelen oyuncular bir çıkış yolu sistemi sunabilecek mi, bir tarama yapıp genç oyuncular havuzu yaratabilecek mi, bir sürü işler var. Bunları kimin yapacağını çok iyi tartman lazım. Ama sen dersen ki, taraftar bu ismi çok sevdi hadi o gelsin. Ben taraftarın sevdiği bir sürü isim sayarım size ama gelip te burada başarısız olup giderler. Bursa şehrini bilmek önemli. O yüzden bu sene mantalite doğru işlemedi. Hedef güzel Süper Lig’de çıkalım ki zaten bizim olmamız gereken yer orası. Burada kaldığımız her sene bize eksi yazıyor. Bizi daha çok eritiyor, taraftarımızı eritiyor. Akademide görüyoruz çocuklarda, 2010’dan sonraki yakın jenerasyonda bir çok Bursasporlu çocukla haşır neşirdik. Şimdi çocukları Bursasporlu yapmaya çalışıyoruz. Çünkü ligde Bursaspor’u göremiyor çocuk. Bursaspor ile mutlu olan bir ortamı çevresi yok. Biz bu çocukları her sene kaybediyoruz. Böyle gidersen kulübü de kaybedeceğiz. Sene başında hayaller güzeldi şimdi geldiğimiz nokta hüsranla sonuçlandı. İnşallah önümüzdeki süreçte akıllı işler yapılır. Hep söylüyorum oraya liyakati insanlar gelmesi lazım, popülist değil veya benim çocuğum diye değil. İsim veremiyorum şuanda ama ben fıtrat olarak birilerine sallayarak onların üstüne basarak kendimi ön plana çıkartmaya çalışan bir insan olmadım hiç. Ama gerçekten hayal kırıklığına uğradığım isimler ve bu şehirde karşılığını buluyor. Bizim taraftarımız, camiamız biraz popülist isimleri seviyor. Bizim en büyük handikapımız da popülistten ziyade bizim çocuğumuz. Mustafa Gönden bizim çocuğumuz işe akademi kurmuş çocuklara eğitim veriyor. Gel sen 14 sene bu organizasyonu yürüttüğümü anlatayım, kitap yazarım. Bu yüzden biraz daha seçici olmak ve araştırma yapmak lazım. Bakalım inşallah yapılır.”

Bursaspor’un Sisteme ihtiyacı var

Bursaspor’un en çok neye ihtiyacı var sorusuna Mustafa Gönden “Kaliteli profesyonel insanların kuracağı bir sisteme ihtiyacı var. Buna yönetimde dahil. Bu sene gelecek yönetim, Belediye Başkanımızın tasarrufu ile desteği ile oluşan bir yönetim var karşımızda. Ben her zaman futbol siyasetten ayrışsın, ayrı yürüsün diyen bir insanım ama geldiğimiz noktada biz şehir olarak bir aday çıkartamıyorsak, bu işi çok daha iyi yapacak birini koyamıyorsak ve bu dönemde de Belediye Başkanı çıkıp transfer tahtasını açıp, hocanın sportif direktörün istediği oyuncuları alıyorsa bir kere onun hakkını vermek lazım. Sonuçta sahipsiz bırakılmadı bu kulüp ve taşın altına elini koydular. Bu yönetimi oluşturarak aslında elini değil, gövdesini koymuş oldular. Bu yönetimde birisi çok iyi reklam bulabilir, birisi çok iyi siyaset tarafını yönetebilir, birisi federasyon kanadını yönetebilir. İşte bunlar liyakat, herkesin beceri alanında olan şeyler. Yönetim kanadı çok iyi işlese de, sahadaki başarı seni taçlandıracak yer. Çok iyi bir direktör ve onun çevresinde oluşacak iyi bir ekip olması lazım. Yani ben tek başıma direktör olayım her şeyi ben yapayım diye değil. Plan ve projeyle gelirsin bunları bir çok ayağı vardır. Altyapısı ayrı, yakın başkan ülkelerini taraman gerekebilir, gurbetçi oyuncularımız var Almanya kanadında, yurt içindeki kendi havuzunu kontrol edebileceğin bir scouting sistemi ayrı, bütün bunlar bir başın altında bir ekip çalışmasıyla olacak işler, bunların kurulması lazım.

Bizim en önemli silahımız Vakıfköy. Bunu atlamamak lazım. Ali Akman’dan para kazanamadık, Burak Kapacak’tan ederinin altında kazandık, İsmail Çokçalış’tan para kazanamadık, Batuhan Kör, Taha Altıkardeş, Kerem Şen’de değerinin altında gittiler. Bu çocuklarımız Süper Lig’de oynayan ve Süper Lige yarışan bir Bursaspor’da forma giyiyor olsalardı, değerle en az 2-3 kat artacaktı. Kaçırdığımız bir çok oyuncu var, bunları üst üste koyduğunuz zaman Bursaspor’un belki 150-200 milyonunu sileceğin bir rakam vardı burada. Şimdi Vakıfköy böyle bir madenken, buradan yetişen çocuklarımıza çok daha doğru bir sistemle, hem aidiyeti ile hem kulübün onlara verdiği güvenle değerle bunu çok daha fazla arttırabilirsin. Bu anlamda orada çok ciddi bir çalışma gerekiyor. Oradaki hocalara haksızlık etmek istemiyorum hepsinin emeklerine sağlık ancak futbol sürekli güncellenen bir şey. Bursaspor ve Vakıfköy’ün acilen kendi ekolünü yaratacak sistem kurması gerekiyor. Örnek vermek gerekirse bir ara Yugoslav ekolü vardı, Brezilya ekolü var, Arjantin ekolü var. Bunları söylediğin  hemen kafanda onların oyun tarzını hissediyorsun. İtalya ekolü dediğinde işte güçlü savunma, Alman dediğin zaman dirençli ve son dakikaya kadar disiplinli bırakmayan bir oyun. Her ülkenin ve bazı kulüplerin Avrupa’da ekolleri var. Bursa gibi bir şehre sahibiz, müthiş bir mozaiğe sahibiz, çok güzel bir genç havuzumuz var, Vakıfköy’ümüz var ve Bursaspor’dan başkada deniz yok, bütün dereler Bursaspor’a akıyor. Bu akan dereler biraz daha kaliteli biraz daha doğru bir şekilde işlersek, oraya gelecek oyuncuları da doğru bir şekilde yukarı taşıyabiliriz. Acilen bir sistem kurulması gerekiyor. Bu sistemi kurarken aynı zamanda yarılman gerekiyor. Yani sadece Vakıfköy’den çıkarttığım çocuklarla şampiyon olurum demek Don Kişotluk.O da çok kolay bir şey değil. Çok doğru bir harman yapman lazım. Sezon başında aslında konuşulan buydu. Vakıfköy’den geçen sene bizi taşıyan bir takım var, hastalık, covid, kadro dışıları olmasaydı play-off oynardık dediğimiz bir kadroydu. Bunların içine 4-5 tane doğru transfer yapılıp, bu çocuklarla devam edecektik sezon başı. Sezon başı 17 tane transfer yaptık, 5 tane hoca değiştirdik. Devre arasında yine 3 oyuncu gitti, 4 oyuncu geldi. 21 tane transfer, geldiğimiz nokta düşme hattındayız. Aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar bekliyoruz biz yıllardır. Bir an önce bundan vazgeçmesi lazım herkesin.”

Bursaspor’un gazı kaçtı

Bursaspor sezon sonunda puan cetvelinde hangi sırada yer alır sorusuna Mustafa Gönden “Ben hiçbir zaman bu lige yakıştırmadım Bursaspor’u ve düşeceğine de ihtimal vermiyorum. Ama matematiksel olarak baktığında ihtimal dahilinde. Önümüzde oynayacağımız çok ciddi karşılaşmalar var. Handikapımız bir iki tane daha aksi sonuç alırsak, havayı kaybederiz. Zaten bir güvensizlik var sahada, bir gol yiyorsun veya gol atamıyorsun bir anda kırılıyor takım. Bir seriye bağlamamız lazım ki buna inanıyorum. Kadromuz çok kötü değil ama Bursaspor’un gazı kaçtı. Bunu doğru bir şekilde oyunculara, orada çalışan görev alan profesyonellerin doğru bir şekilde işlemeleri lazım ki sezon sonunu doğru görelim. Ben düşeceğimizi düşünmüyorum, altımıza alabileceğimiz takım var sadece bizim 3-4 maç bir hava yakalayıp sonunu doğru getirmemiz lazım. Onu yaparsak puan cetvelinde kaçıncı oluruz bilmem ama altımıza bir veya iki takım alabiliriz. Biz kazanırsak.”

Editör: Haber Merkezi