Milli heyecanı doyasıya yaşadığımız bir futbol arası daha sona erdi.

Arnavutluk galibiyeti ve deplasmanda Fransa'dan alınan puan herkesi mutlu etti. İnşallah İzlanda ve Angola maçlarından da arzu ettiğimiz sonuçları alacağız ve 2020 Avrupa Kupası'nda yeni jenerasyonumuzla boy göstereceğiz.

Bu milli arayı hazırlık maçı yapmadan geçiren Bursaspor'umuz da inşallah arzu ettiğimiz düzeyde başlar lige.

Ağırlıklı olarak fizik kondisyon çalışarak geçirilen arada, takımda moraller yerindeymiş. İdari anlamda yaşanan sıkıntıları okudukça bozulan moralimiz, en azından saha sonuçları ile düzelecek diye umut ediyorum.

Gerek eski dönemin gerekse yeni dönemin eksiklikleriyle ilerlemeye çalışan Bursaspor'da en büyük sorun mali yapılanmada. Bu gerçek, belimizi büküyor. Mestan ve ekibi iyi niyetli olarak uğraşı içinde olsalar da Avrupa'dan gelecek ceza riski hâla kâbus gibi üzerimizde dolaşıyor. Gerekli olan maddiyatın toplandığı ile ilgili bir haber hâla yok ortalıkta. Yönetimin, bilinçli olarak kamuya yapmadığı bilgilendirmeler, elbetteki dedikodu,tahmin ve kaos teorilerine yol açıyor. Resmi dayanaklara dayandırılan iddialar da az değil. Ama benim yazı prensiplerimde ve bilgiye ulaşma kabiliyetlerimde bunlar yok.

Ümraniye maçı, geride bırakılan puanlar ve son olarak onanan -3 puandan sonra, önem derecesi yüksek bir maç haline geldi. Liderlik yolundaki rakiplerimizden biri olan (maalesef) Ümraniye'yi mutlaka evimizde yenmemiz gerekiyor. Çıkacak kadro yine yeni bir kadro olacak gibi geliyor bana. Milli arada fiziki anlamda yeterliliği yükselen tecrübeli oyuncuları 90 dakikanın önemli kısmında sahada görecek gibiyiz.

Yalçın Hoca, taktiksel anlamda ev sahibi oyununu oturttu gibi. Ben açıkçası fazla zorlanmadan 3 puana ulaşacagımızı düşünüyorum.

Ard arda gelecek galibiyetlerle, lige ağırlığımızı koyacağımız haftalar yakındır. Umutsuz olmanın anlamı yok.İnançsız olmanın hiç anlamı yok. İdari anlamdaki sürümceme ile sahadaki mücadeleyi karıştırmadan desteğe devam etmeli.

Saygılarımla...