İnsanın içinde her zaman bir muhalif vardır, olmalıdır da. Düzene, sisteme,işleyişe,adalete,haksızlığa ve benzeri birçok konuda sesini çıkarmalı, yanlışa dur demeli ve sadece kendi için değil herkes için nizam sağlanmasını temenni etmeli.

Konumuz Bursaspor...

Yeniden seçilen başkana karşı yoğun bir muhalefet mevcut. Geride bıraktığı 2 sezonun siciline bakıldığında, bu yoğunluğu anlamak kolay. Hatta bu muhalefet duygusu yerini "nefrete" bırakmış durumda. Çoğu sosyal platformda rahatlıkla bu nefret ve hakaret söylevlerini okuyoruz. Malum sosyal medya ortamı "harbi meydan" değil, biraz rahat atıp tutanına sık sık rastlıyoruz. Başkanı seçen 1060 kişiden de bu muhalif eleştirilere pek cevap gelmiyor. Ya utanıyorlar ya tepkiden çekiniyorlar ya da ciddiye almıyorlar.

Aklı başında bir muhalifin karar vermesi gereken bazı ayrıntılar vardır. Sistemin kendisine mi muhalifim yoksa sistemin işleyişine mi muhalifim ya da sistemin başındakilere mi muhalifim?

Muhalif olmanın ilk kuralı "hedefin" net ve açık olmasıdır. Konumuz Bursaspor ve başkan sayın Ali Ay ise, çok dallandırmadan direkt konuya girmekte fayda var.

Ali Ay'a kızayım, açığını ortaya dökeyim derken,ARMA VE KULÜP zarar görecekse usûlde hata vardır demek ki...

Yönetimsel hatalarını, icraatlerindeki yanlışları dile getirirken, net biçimde cümleler kurulmalı ve olay kendi sınırını aşmamalı. Zaten belgesiz, kanıtsız bu işlere hiç girmemeli. Bazen belgeleri de görüyoruz ama sonuçlanmıyor hiç bir şey. Ya üstü örtülüyor ya da unutulmaya bırakılıyor.Bu işi çok güzel yapan gazeteci ve köşe yazarları da var, Ali Beye sallayayım derken kulübün tamamını rencide eden de var.

Bir de güvensizlikten kaynaklı, yaptığı ya da yapacağı işi en baştan olumsuz görme hastalığı var.

Hataları olduğu gibi olumlu işleri de olur insanların. Nefret ve güvensizlikten dolayı yapacağı hiç bir işin doğru olmayacağına baştan inanmak var ki bu hatalı bir tutum. "Yiğidi öldür hakkını yeme." demiş ya atalarımız, bazen öyle eleştiriler görüyorum ki Ali Ay'ı savunasım geliyor(!) Ben de bu sürece kadar Ali Ay'ın icraatlerinin çoğundan herkes kadar memnuniyetsizim. Yeniden seçilmesine de çok üzüldüm.

2 sezon başarısız olan bir başkanın yeniden seçildiği tek kulübüz herhalde.

Yapacak bir şey yok, seçildi mi seçildi. Nereye seçildi, Bursaspor Kulübü'nün başkanlık makamına seçildi. Ben, içimdeki sevda yüzünden elimden geldiğince Ali Ay'ı eleştirirken kulübümü rencide etmekten imtina ettim. Bir Ali Ay muhalifi olarak kendisine de saygımı hiç yitirmedim. Nihayetinde o da Bursaspor'un iyiliğini istiyordur, dedim.

Ama istemekle olmuyor sayın başkanım, diye de eleştirdim. Yaptığı işlerin içinden olumlu gördüklerimi de yazdım. Transfer sürecinde geç kalındığını da yazdım, alınan oyuncuların da eleştirisini yaptım. Şimdi Yasin Öztekin transferi var mesala gündemde; olursa "iyi işi yaptın başkanım" demeyi de bilmeliyim. Kendi adına derlenip toplanmasına "çözüm önerilerimizle" yardımcı olmalıyız. Ali Ay Beye ne kadar yardım edersek o kadar doğru işler yapacak, o kadar da kulübe faydası olacaktır.

Bir öğretmen olarak, başarısız ama iyi niyetli öğrencilerle her zaman karşılaşırız.

Ailesiyle ve kendisiyle sürekli konuşur, yardımcı olmaya çalışır ve manevi destek veririz ki toparlansın. Eğer, ben dışlarsam, ailesi dışlarsa o çocuğun toparlanması ve başarılı olması mucizedir. Sistem onu bir kenara fırlatır. İşte bizim içimizde Ali Ay'ın sistem tarafından fırlatılmasını isteyenler, hem ona yardım etmiyor hem de köstek olup sendelemesini istiyorlar.

Muhalifliğin de bir rajonu olmalı.

Herkesin muhalif olma hakkı, söz söyleme hakkı vardır. Ama Ali Bey'e muhaliflik yaparken lütfen kulübümüzü rencide etmeyelim. İstifaya davet edebilirsiniz, sebeplerini ortaya koyarak yaptığı bir icraati eleştirebilirsiniz vs vs ama hakaret ettiğiniz an, çözüme uzak olduğunuz ve Bursaspor'un iyiliğini düşündüğünüzü söylediğinizde "çözüm önerisiz" olduğunuz için kıymeti kalmıyor muhalefetliğinizin.

Muhaliflik, bir işi düzeltmek için yapılır.

Yapılan işlere atıp tutmak muhaliflik değildir; "çözüm önerisiz" eleştiriler eleştiri değildir. Kişisel görüşten öteye gidemezsiniz ve muhalefet olmanın verdiği sosyal gruba aidiyet hissinin kaybolmaması için kendinizi zorlar ve buluttan nem kapma becerilerinizi geliştirirsiniz.

Eleştirdiğiniz kişi kadar, siz de katkısı olmayan boş gürültücü biri olursunuz.

Bakın, bu yazdıklarımda bile ağrınıza giden sözler,cümleler varsa, eleştirilmenin etkilerini görüyorsunuz. Ben, bu muhalifleri eleştirip, kendim çözüm önerisi ortaya koymazsam, benim de bir farkım kalmaz.

Ben diyorum ki;

Ali Ay bu kulübün başkanıdır. Her Bursaspor sevdalısının hayallerini ve isteklerini yerine getirmek zorundadır. Açıklamalarıyla, duruşuyla,Bursaspor'un dik duruşunuiyi temsil etmelidir. Akıllı olmalı ve kulübün menfaatleri doğrultusunda ne siyasetçiden korkmalıdır ne taraftarından. Kulübün gerçek sahiplerinin taraftarı olduğunu unutmamalıdır.Eleştirilere, bakış açılarına açık olmalıdır. Dar bir grup içerisinde kararlar almamalı, şeffaf olmalıdır. Doğru adımlar atmalıdır... Bu liste uzar gider onun adına...

Biz de bu uzun listenin neresine konuşlanmalıyız, karar vermeliyiz. Eleştirilerimizin sonuna mutlaka "çözüm önerileri" iliştirmeliyiz. Hakaret etmeden, sebeplerini ortaya koyarak söz söylemeli; kulübe faydası dokunacağına inandığımız çözüm önerilerimizi kendimize yakışır bir dille aktarmalıyız. Eğitim seviyesi düşük, ahlaki erdemleri zayıf, kabadayılıkla işlerini yürüten, sosyal medyada atıp tutan kişi ya da gruplardan çekinmeden, aklımızla, yüreğimizle kulübümüze sahip çıkmalıyız.

Bu yazdıklarımı satır satır kaç kişi okur, kaç kişi bana katılır ya da kızar bileme ama ben, beni rahatsız eden durumları, olmasını istediğim şekilde çözüm önerileriyle yazdım. Yanlış düşünüyor olabilirim ama ne Ali Ay beye hakaret ettim, ne muhaliflere hakaret ettim ne de onu yeniden seçenlere. Hakaret etmeden de olabiliyor demek istedim.

Bursaspor'un en büyük sorunu mali tablosu. Bu duruma gelmesinin en büyük sorumlusu da Sayın Ali Ay ve ondan önceki kötü yönetimlerdir.. Şehir dinamikleri, şehrin zenginleri maddi katkı sağlamıyorlar. Seçime giren diğer başkan adayları ellerinde tuttuklarını iddia ettikleri tüm kaynakları, şahsi menfaatlerinden dolayı kulübe harcamadılar. Birleşip el birliği ile kaldırılacak bir yük oluştu ama "borcu arttıran düşürsün" dediler ve başkanı yalnız bıraktılar. Neyse mevzu uzun.

Bu takım bu sene başarılı olursa, kulübün başına getirdiği hoca ve kurduğu kadro ile bunun başarısı sayın Ali Ay'ındır.

Tekrar başarısızlık olursa da bunun baş sorumlusu yine sayın Ali Ay'dır.

Sen ,ben , biz; ya yazdıklarımızı siler, ya söylediklerimizi unutur ya da "Ben demiştim!" der rahatımıza bakarız. Ama çözüm önerileri üretmediğimiz her eleştiri de bu başarısızlıkta etken olacaktır,biline...

Muhalif olacaksak adam gibi olalım, Bursaspor'un menfaatleri doğrultusunda çözüm önerilerimizi ortaya koyalım, dır dır etmeden, dedikodu yapmadan, komplo teorileri üretmeden gidelim stada, takımı destekleyelim.

Saygılarımla