Yağlı Güreş'te oyuncuların vücutlarının yağlanması sebebi ile birbirlerini yakalamaları, tutmaları zorlaştığından, büyük güç ve ince bir ustalık gerektiren bir spor olmasındandır. Bugün resmî müsabakalarda bulunan Greko-Romen ve Serbest güreş türlerinin haricinde, sırf millî geleneklerimiz içinde yer alan yağlı güreş ise, Türklerin Anadolu bölgesinden Rumeli bölgesine geçtikleri tarihten itibaren memleketimizde organize edilen bir güreş türüdür. Günümüzde, yurdumuzda yağlı güreş, panayırların, düğünlerin ve mola veren askerî birliklerimizin neredeyse en önemli eğlencesi durumdadır.

Her sene, haziran ayından itibaren Edirne’nin Sarayiçi mevkiinde yapılmış olan ün salmış tarihî Kırkpınar güreşleri, Süleyman Paşa emrinde, bir gecede Çanakkale Boğazı'ndan ilerleyerek, Gelibolu’ya kadar çıkan Betebet ve hatta Rumeli fetihlerine katılan Müslümanlar kırk gün kırk gece Türk yiğidinin hatırasını yâd etmek amacıyla yapılmaktadır.

Osmanlı Devleti zamanında ise saray dışında yapılmakta olan güreş oyunları; düğünlerde, panayırlarda bir hayır kurumu faydasına ya da bu işi meslek haline getirmiş kişilerin özel alan ve salonlarında yaptırılırmış. Hatta düğün ya da Ramazan güreşleri adı isminde düzenlenmekte olan etkinlikler de yapmışlardır. Buna örnek olarak verecek olursak: Koca Yusuf, Büyük Cemre bunların önemli örneklerindendir. Kısacası güreş sporu Türklerin has ve has sporudur. Bu spora devam etmelidir.
 
Editör: Haber Merkezi