3. sezon TFF 1.Lig'de mücadele edecek olmak bizi üzmesine rağmen, büyük umutlarla yeni sezona başladık.

Yeni yönetimin tahtayı açması ve transferleri gercekleştirmesiyle bu umut daha da kuvvetlendi doğal olarak. Ancak 3 maç sonunda sadece 1 puan alabildik.

Hoca değişimi ve yeni transferlerin takıma adaptasyonu istediğimiz etkiyi göstermedi.

Sonuçta futbol bu, skor anlamında yenmek de var yenilmek de var.

Takımın zamana ihtiyacı olduğu aşikar. Milli ara da inşallah eksikliklerin giderilmesi ve uyumun sağlanması adına işe yarar.

Eyüpspor maçının özelinde yazmak gerekirse eğer, tribünde canlı izleyen biri olarak soruyorum, ilk yarı düstuğümüz hali daha önce hiç yaşadınız mı?

Kendi ceza sahası içinden, topu ayağa oynayarak atak başlatma sistemini Mustafa Er de deniyordu, Fatih Hoca da deniyor. Ama Mustafa Er aylarca uğraşmasına rağmen tam randıman elde edemedi, Fatih Hoca ise birbirini tam tanıyamamış oyuncularla bu işi yapmaya ısrar edince, hakikaten ağrıma giden bir ilk yarı izledim.

Bursaspor'uz biz ya!

Bu ne aciz bir haldir ki ilk yarı hapsedildik kendi kalemize. Fatih Hoca ısrarla devam etti, etmelerini istedi. İnşallah kısa zamanda muvaffak oluruz.

Kişisel anlamda oyuncu değerlendirmesi yapmadığımı okuyucularım bilirler. İsim yazmama gerek yok zaten ama sahadaki bazı oyuncularımızın kendi kapasiteleri altında kalmalarına çok üzüldüm, maç sırasında da sinirlendim.

Şu konuya da açıkça fikir belirtmek isterim; kendi stadımızda, kendi evlatlarımızı maç sırasında yuhalamanın hiç bir anlamı yok. O küfürlerin, o hakaretlerin ne yeri ne zamanıdır. Corona zamanı seyircili olsak nasıl olur diye düşünüyorduk ya cevabını dün akşam almış olduk. Daha 3. maçta kendi takımımızı böyle destekleyeceksek vay halimize.

Elbette tepki koyulacak, elbette protesto edilecek eğer ki hakikatli bir mücadele yoksa. Ama yöntem bu mudur, bence değildir.

Sosyal medyada da aynı durum var. Birbirimize girmeye, hakaretler yazmaya bayılıyoruz, troller de sağolsun istedikleri yerden ateşi körüklüyor.

Ben, yerli yabancı, genç tecrübeli tüm oyuncularımızın arkasındayım. Zaman zaman mağlubiyetlere sebep verecek hatalar yapsalar da kalplerine ve karakterlerine güveniyorum. Bizi Süper Lig'e taşıyacak bu ekibin arkasındayım.

Üzülmeye üzüleceğim, kızmaya kızacağım ama en nihayetinde bu takımın yolculuğunda onlara manevi desteği tribünden sağlamaya devam edeceğim.

Halâ kızgın mıyım, evet.

Skor neyse de oynadığımız/oynayamadığımız oyuna kızgınım. Armanın, sahadaki bu temsiliyetine kızgınım.

Ama geride kaldı hepsi. Umutlarımı yarınlara taşıyacak kadar sevdam var çok şükür.

Yönetimin de teknik ekibin de oyuncuların da daha dikkatli hareket edeceklerine inanıyorum.

Yoksa burası Bursaspor, kimsenin mazeretleri, başarısızlık için geçerli sayılmaz. Başarılı olmak zorundasınız.

Taraftarlarımızdan da ricam, itidalli davranmalarıdır.

Saygılarımla...