Mustafa Yücedağ, altyapı takımında oynayıp profesyonelliğe ilk imzayı attığı Ajax'ta 1986'ya kadar kaldığını belirterek, bu süreçte Johan Cruyff'un tecrübelerinden faydalanma imkanı bulduğunu söyledi. Ajax'ta 1985-1986 sezonunda hem A hem de A2 Takımı'nda forma giydiğini dile getiren Yücedağ, o yıl hem şampiyon olduklarını hem de Hollanda Kupası'nı kazandıklarını anımsattı. Yücedağ, sonrasında fazla forma şansı bulamadığı için Cruyff ile konuşarak başka bir takıma kiralık olarak gittiğini kaydetti.<br /> <br /> Yücedağ, görüşme sırasında Cruyff'a "Oynamak istiyorum" dediğinde, "Daha zamana ihtiyacın var" yanıtını aldığını, bunun üzerine, "O zaman kiralık gideyim, kendimi geliştireyim" dediğini aktararak, "Bu talebim onun da hoşuna gitti. Ondan sonra PEC Zwolle takımına kiralık olarak gittim. Küme düşme hattında olan bu takımda başarılı bir sezon geçirdim." dedi.<br /> <br /> Ajax'a döndükten sonra o dönem <a href="https://matbet.betsco.net" class="tb_df_url">Matbet</a> Galatasaray'ı çalıştıran Jupp Derwall'in kendisini istediğini ancak bu transferin gerçekleşmediğini dile getiren Yücedağ, "Aynı yıl Fenerbahçe de bana talip oldu. Bir ay antrenmanlara çıktım. O dönem Fenerbahçeli bir yönetici, 'Bin kere topu ayağının üzerinde sektir, seni transfer edelim' deyince Hollanda'ya döndüm. Daha sonra Türkiye'de Sarıyer ve Galatasaray'da forma giydim." diye konuştu.<br /> <br /> Cruyff ile bağlantısının Barcelona'yı çalıştırdığı dönemde de sürdüğünü anlatan Yücedağ, şunları ifade etti:<br /> "Aktif futbol yaşantımın ardından pek çok takımda teknik adam olarak çalıştım. Gerek futbolculuk gerekse teknik adamlık kariyerimde Cruyff'un, 'Dünyanın en zor şeyi futbolu basit oynamak' öğüdüne uymaya çalıştım. O söz benim futbola bakış açımı değiştirdi. 17 yaşından beri bu felsefe doğrultusunda hareket ediyorum. Pele, Maradona, Platini belki çok iyi futbolculardı ama Cruyff başlı başına bir efsaneydi. Dünya futbolunda 'Cruyff dönüşü' diye bir olgu var. Dünya futboluna yeni bir sistem eklemiştir. Cruyff, hem futbolculuk yaşantısında hem de teknik direktörlük döneminde dünya futboluna damgasını vuran tek kişidir."