Dönem dönem BAL takımlarında futbol oynayan 36 yaşındaki “Kuş Avcısı” lakaplı sol açık, “Üniversitelere tez konusu olacak bir başarısızlık var ortada. İnanamıyorum. Utanç duyuyorum! Böyle bir şehir ve taraftar grubunun bu hale düşürülmesi çok saçma!” ifadesini kullandı. İNANAMIYORUM, UTANÇ VERİCİ BİR ŞEY "Üniversitelere tez konusu olacak bir başarısızlık var ortada. İnanamıyorum. Utanç verici bir şey. Utanç duyuyorum. Böyle bir şehir ve taraftar grubunun bu hale düşürülmesi çok saçma. Şampiyonluktan sonra başkan İbrahim Yazıcı'nın ölümü bir milat. Çok iyi yöneticiydi. Kulübü fabrika gibi yönetti. Ardından belki 10 yönetim gelmiştir, hiçbirinde bu etki olmadı. Özellikle maddi konularda çok büyük yanlışlar yapıldı. Transferler, menajerler konularında... Ve kulübe biraz siyasetin girmesi... Benim de o dönem kavgalarımdan biri oydu. İbrahim Yazıcı başkanın da kavgalarından biriydi. Ölmeden önce çok büyük şikayetçiydi. Etkileri çok olmuyordu çünkü İbrahim Yazıcı güçlü bir figürdü. Başkanın vefatından sonra yanlış politikalar, seçenekler kulübü bu hale getirdi. Ama bu hale gelmenin en büyük nedeni maddi olarak yapılan yanlışlar." BURSASPOR'DA NE YAPILMASI LAZIM? "İbrahim Yazıcı başarının en büyük pay sahibiydi. Böyle bir takımı, kurmak, yönetmek... Alacaklarımızda gün bile geçmiyordu. Bir futbolcu için çok önemlidir. O başarının ardından çok saçma sapan menajer işleri... Para kaçırma işleri kulüplerde menajerler üzerinden yapılıyor. Futbolun içinde olanlar bilir. Bunu engellemek için yıllardır düzenleme yapılmadı. Başıboş bir sistem. Buralara geleceği aşikardı. Sadece Bursaspor için değil, Türk futbolundaki birçok takım için söylüyorum. Sonra bataklıktalar işte. Bu kadar yüksek borçların altına girilmesi, denetimsizliğin getirdiği yanlışlar, bankaların borç yükü altında olan takımlara bu kadar kredi vermesi... Sonuç buraya geliyor. Kulübün borcu bence 1 milyarın da üstünde. Çözüm için şimdi daha yeni ilk adım atıldı. Seçilen başkanların maddi durumdan sorumlu olmaları... 20-30 yıl önce başlamalıydı. Çok büyük paralar dönmeye başladı ve saçma sapan işler ortaya çıktı. Bursaspor'un düzelmesi bence çok zor. Çok büyük bir miktar. Devlet büyüklerinin yardımı lazım. Maalesef çünkü normal bir sistemde böyle olmaması lazım. Avrupa'da böyle bir şey yok. Kulüpten giden belli, gelen belli, borç belli. Bizde siyasete yakın paralı biri gelsin deniyor. Öyle gelenler de çok çaldı gitti işte. Birçoğu daha büyük zararlar verip gidiyorlar. Sonra koskoca şampiyon takımın 2. Lig'e düşüşünü izliyorsunuz. Daha da kötü olabilir. Çıkış yolu çok zor. Sistemin baştan aşağı değişmesi lazım. TFF dahil. Futbol camiasında olan her bireyin, hocanın, yönetim anlamında bu işe el atanların komple temizlenmesi ve yeni bir sayfa açılması gerek. Gerçekten ülkeyi, futbolu düşünen insanların olması gerek. İnanılmaz az sayıdalar. Hayata geçirmeleri zor. Uzun zaman alır ama ümidimizi kaybetmiyoruz. Mesela bizim Uluslar Ligi'nde C Ligi'nde ne işimiz var? 15. dakikada maçı kapattım. Şu andaki kadronun çoğu Avrupa'da oynayan çocuklar ama Faroe ile San Marino ile maç yapıyoruz. Çok saçma." BEŞİKTAŞ, GALATASARAY VE FENERBAHÇE'DEN HİÇ TEKLİF ALDIN MI? "Sürekli oynadığım 5 sezonda hepsinden de aldım. Kıyısından döndüğüm Galatasaray var, Beşiktaş var. Ama Beşiktaş'a gitmeyi çok istemedim. O dönem Bursaspor taraftarı beni çok fazla seviyordu. Maça çıktığımda hiçbir zaman yuhalanmadım. Topu ayağıma aldığımda arkamda 20 bin kişi var gibi hissediyordum. Çok özel bir his. Her yerde olmaz. Duygusal olarak birleşim vardı. Bu yüzden Beşiktaş'a gitmek istemedim. Biraz aramız çekişmeli, hala öyle. Transferde hiçbir zaman gönüllü değildim. Rahmetli başkan 'Herkesi veririm, seni hayatta vermem, ben ölene kadar başkanım, sen de futbolu burada bırakacaksın' derdi. Onla anlaşmamız bu şekildeydi. Bursaspor benim için özel bir yerde. Takımımızın bu halde olması beni de çok üzüyor. Umarım daha kötüsü olmaz. Gidişatın daha da zor olacağını düşünüyorum ama amatöre düşsek bile önemi yok. Bir gün iyi bir yapılanmayla tekrar ayağa kalkarak hak ettiği yere geleceğine inanıyorum."