3 puan her zaman mutlukuk vericidir. Ama bu hafta özelinde daha da anlamlı oldu; hem puantaj anlamında gerekliydi hem de yeniden toparlanmak adına.

Yüzünü, sesini unuttuğum Sn.Erkan Kamat, işin mutfağında eminim bir sürü uğraş içindedir (Allah kolaylık versin) ancak adet yerini bulsun diye demiyorum, sahipsiz bırakılan Bursaspor'u bir de başsız bırakmasın lütfen.

Bu çocukların geçen haftaki kötü oyunu nasıl eleştiriliyorsa, bir zahmet yönetimin de eksiklikleri artık daha da sesli söylensin.

Galibiyetin ardından yönetimi yıpratmak, moral bozmak niyetinde değilim ancak Bursaspor'umuzu yönetenler, gidişat hakkında bu kadar suskunken, ne olduğunu öğrenebileceğimiz tek resmi makamken, içine düştüğümüz bilgi kirliliği ve dedikodulardan ben çok sıkıldım.

Sadece kulübe yakın olanların bazı şeyleri bildiği ve Bursaspor'un menfaati için sustuklarını dile getirdikleri bu süreçte, sade bir taraftar olarak bu sesizliğe karşı çıkıyor ve kınıyorum. İş işten geçtikten sonra öğrendiklerimizin hiçbir hükmü kalmıyor, bir anlamı da olmuyor.

Geçen yıl "Susma Başkan" diye Sn. Mesut Mestan'a yazmıştım. Bu yıl da Sn.Kamat'a yazsam ne fayda!

Şimdi Sn.Kamat konuşmuyor diye herkes şikayetçi ama bu durum nedense böyle devam edip duruyor.

Maddi anlamda gelir getirici girişimleri, planlamaları, atılımları artık duyalım. Klasik sponsorluklar dışında bir arpa yol ilerleyemedik hâlâ ! İlerlediysek onları da duyalım ki sevinelim.

Bir maçta bile amansızca eleştirenleri kınamakla birlikte, destek ve moral vermek için çabalayan benim gibileri de saflık mertebesine koyanlar, bilsinler ki "inanç" ve "destek" öfkelerini bastırabilenlerin harcıdır.

Tüm olumsuzlukların getirdiği büyük yükü, yılların birikmiş dertlerini bu çocukların,bu teknik ekibin sırtına yükleyip, her maç ama her maç üstün mücadele ve 3 puan bekleyen kerkenezlerin ağzına geleni saydırdığı bu sezon, çıkıp da başkanlık makamından bir sahiplenmeyi duymak be zaman nasip olacak acaba?

Elbette Özlüce'de, soyunma odalarında, yolculuklarda gençlere güven aşılayan konuşmalar yapılıyordur ama bu desteği kamuoyunun da önünde yapmanın anlamı bambaşka olur.

Bugün, canla başla 3 puan için sahada basmadık yer bırakmayan, kale önüne cepheyi kurup adeta bir duvar gibi duran TAKIM, en başta başkan ve yönetim tarafından alenen tebrik edilmeli, ödüllendirilmeli, ardından bizler tarafından da sosyal medyada hakları verilmeli. Maddi anlamda sıkıntı çeken bu çocuklar paragöz değiller diye de alacakları, primleri konusunda da tembel davranılmamalı, gerekenler yapılmalıdır.

Uçurum kenarında değiliz, yamaçtan aşağıya yuvarlanıyoruz!

Tutunacak tek dalımız bu gençlerin elde edeceği başarılar iken hem acımasız eleştiriler yapacağız hem de hesabı olması gereken kişilerden değil de bu çocuklardan soracağız; var mı öyle bolluk !

Elbette yeri gelecek kötü oynayacaklar, yeri gelecek ağır yenilgiler alacaklar... Futbolun içinde olan ve olmaya devam edecek bir olgudur bu.

Ancak asla mücadeleyi bırakmasınlar istiyorsak, bunun en büyük sağlayıcısı manevi destekle, sosyal destekle oluşturulabilecek pozitif ortamlardır.

Çabuk harcıyoruz bazı çocukları, bazılarını da çabuk göklere çıkarıyoruz. Bu yorumları yapacak cesareti de bu çocukları ortalıkta savunmasız bırakan başkan ve yönetimin yokkuğundan alıyorlar.

Bursaspor, tüzel kişilik olarak büyük bir çöküşün arefesindeyken, bir umut ışığı yakan gençlere yükleneceğinize, bugünlere getirenlere ve bugünlerden kurtarmak için hiç bir girişimini duyamadıklarımıza yüklenin!

Herkesin kendi aklı var değil mi?

Herkes de okumayı yazmayı biliyor.

Herkesi okuyun ama kendi aklınızla karar verin. Benim yazdıklarım beni bağlar, senin yazdıkların seni. Ama unutmayalım ki yazdığımız, yazmadığımız herşey Bursaspor içindir; o halde ne yazdığımıza çok dikkat edelim.

Tekrar 3 puanın hanemize yazılmasını sağlayan herkese çok teşekkür ediyorum.

Yolun sonunda ne olacak hep beraber göreceğiz. O günler geldiğinde ağlıyorsak da gülüyorsak da hep beraber inşallah!

Saygılarımla.