Bazı görevler vardır, sorumluluğu ve yükü dışarıdan gözüktüğü kadar basit değildir.

Bursasporlular olarak biz, her zaman kulübümüzü Bursa'nın en büyük değeri olarak görürüz ve bu hep böyle devam edecektir. Bu değer içinde çalışan personelinden oyuncusuna, hocasından başkanına kadar herkes taşıdığı bu onurlu yükü iyi bilmelidir.

Peşine koşan yüzbinlerce sevdalı, Bursaspor'dan gelecek en küçük haberden en büyük habere kadar her şeyi dikkatle takip eder ve anaç bir koruma dürtüsüyle hareket eder. Ben mesela bir köşe yazısı yazarken ne başkanlardan çekindim ne de iş adamlarından. Ben bu sevdalıları üzecek bir kelime yazmaktan korktum hep.

Bir önceki yazımı okuyanlar bilecektir; Bursaspor'un içinde olduğu sinerjiden, bu sinerjiyi oluşturan yönetimden memnuniyetimi belirtmiştim ki bu beğeni halâ devam ediyor. Bu beğeninin yanında farklı düşünürsem yazarım, muhalefet saygı çerçevesinde ve iyi niyetle yapılırsa iyidir, demiştim. Dost, acı söyler.

Yazmadan edemeyeceğim, en başından beri biriken tüm borçları halleden, tahtayı açan ve herkesi memnun eden bir transfer sürecini yaşarken çok mutluydum. İçerideki bazı olumsuzlukları bilmediğim için her şey yolunda gidiyor zannediyordum ama Sn. Mustafa Er'in açıklamalarına bakılırsa transfer sürecinde yaşanan bazı sıkıntılar varmış. Bu sıkıntıları doğal karşılıyorum ben, eminim birçok kulüpte yaşanıyordur. Zaten önemli olan da bu sıkıntıları idare edebilme kabiliyetidir.

Sn. Emin Adanur sosyal medyayı başkan olmadan önce de sıklıkla kullanıyordu. Başkan olduktan sonra da aynı şekilde kullanmaya devam etti. Hatta suskun başkanlardan sonra çoğumuzun da hoşuna gitti bu durum. Ama zamanla sosyal medya iletişimindeki paylaşımlarda bazı troll hesapların olumsuz katkısı Emin Bey'inde istikrarını bozduğunu gözlemledim ben. Kendisine de bu konuda sorular sorulduğunda, bir sakınca görmediğini belirtmiş, uyarıları tatlı bir ikaz olarak görüp, yoluna devam etmişti. O, bu işi bilse de çevresindeki bazı avaneler, ona yaranmak için sosyal medyada aktif olmaya başlayınca işler iyice karıştı bence. Uzun lafın kısası bu işlerin sosyal medyadan yürütülmesinin zararları ortaya çıktı. Bence genç başkanımız sosyal medyayı kullanma şekli ile ilgili yeni kararlar almalı, farklı bir kullanım modeli oluşturmalı.

Mustafa Er'in istifa etmesinin nedenlerini bilemiyorum, sadece son paylaşımını okudum ama karar verme aşamasında atılan twitlerin etkisi olduğu ortada. Takdir de sorumluluk da yine kullanıcıların kendisine aittir ama zarar görecek olan Bursaspor ise bizlerin de bu virajda önerilerini yazması sevdamıza borcumuzdur.

Teknik anlamda Mustafa Er'i eleştirebilecek bir eğitimim ve donanımım yok ama geçen yıllardan beri fedakarlıklarını, duruşunu ve emeklerini çokça takdir ediyorum. En zor zamanlarda bizi yalnız bırakmayan, gençlerle büyük bir mücadele veren hocamızı hep takdir ettim ve yeni sezona onunla başlanacağını duymaktan da büyük mutluluk duymuştum. Ayrılışına üzüldüm ama ayrılış şekline daha çok üzüldüm. Bursaspor büyük camiadır ve yeri mutlaka dolacaktır orası ayrı konu ama istifa etmesini de beğenmedim açıkası. Kalıp, bozuk olan bu düzen için de mücadele edecek güçte olduğuna inanıyorum. Demek ki tak etmiş biriken konular ve gitmeyi tercih etti. Kalması için ikna çabaları da olmuş ama kararı kesinmiş, o zaman hakkını helal etsin ve yolu açık olsun. İnşallah yönetim de doğru hamle yapar da pişman olmaz bu gidişin ardından ve kazanan nihayetinde Bursaspor olur. Çünkü ne yaşanırsa yaşansın, unutulmamalıdır ki Bursaspor bu sene Süper Lİg'e çıkmak zorunda. Bu işi de adam akıllı yapsın diye insanlar bu yönetime oy verdi.

Tüm zorluklarla olağanüstü bir çaba sarf ederek bugünlere gelen yönetimin ben de hala kredisi yüksek. İnşallah yeni bir yapılanmaya gidilir ve işin ehli bir sportif direktör ile anlaşılıp, doğru hocayı bulup, arada köprü vazifesi olacak sportif direktör ile daha sağlıklı bir iletişim kanalı oluşturulur. (Bu düşünce de eleştiriye açıktır.)  Acemilkleri olduğunu da kabul ediyorum ama ne başarırlarsa başarsınlar, en ufak bir aksama Bursaspor'a zarar verecek diye hissedilirse, kendisinden çok daha büyük başkanlara bile verilen tepkileri unutmasınlar.

Kendisine destek veren twitler, yazılar kadar, kendilerini eleştiren yazılara, söylemlere de değer versinler. Sırf "padişahım çok yaşa" twiti atayım diye eleştirelere ve eleştirenlere hakaret eden troller, yakın zamanda beklemediği kadar dert açar başlarına, benden uyarması. Biz Bursasporluyuz ve aileyiz, elbette yeri gelecek öveceğiz yeri gelecek yereceğiz. Bu işin doğası ve doğrusu da budur. Profesyonellik bunu gerektirir.

Kurulan ilişkiler, arkadaşlıklar, dostluklar, vazifeler; görevlerimiz, sıfatlarımız, BUrsasporluluğumuzdan değerli değildir.

Camimız da inşallah ayrışmadan uzak, birlik ve beraberlik içerisinde yoluna devam eder.

Saygılarımla.