Bursaspor'a felç indi sanki...

Tüm belirtiler ortadayken, gerekli tedavi masraflarını karşılayamayınca, sadece sözlü telkinlerle de düzelmeyeceği 2 sezondur belliyken, engel olunamadı ve yine yatağa düştük.

Zaten bu sefer de atlatamazsak bu felç halini, komaya gireriz, bir daha da zor çıkarız...

Başakşehir maçından önce, galibiyet duygusunun vücudu sarması normaldir.

Gerçek bir taraftar her maç öncesi bu umuda düşer.

Mantığı ve gözlemleri umuduna ters düşse  de içinde bir yerlerde duran şampiyon genler, bu kazanabilme umudunu aşılar kalbe...

Ayağa iyi top yapan Basakşehir'in ilk maç günü olumsuz etkileneceğini ve yenecegimizi düşünenler epey vardı ama neredeyse aynı zeminde 3 attı adamlar bize.Allah'tan zemin kötüydü.

Bizimkiler mücadele etti mi etti. Ama içlerinde bir gram kazanabiliriz inancı olmadan.

Fenerbahçe sendromu bizimkilere de bulaştı, felç etti bizi. Kendine olan fazla güven, en büyük eksiğimiz oldu. Madara olduk malesef...

Neyse, futbol klasiği olarak önümüzdeki maçlara bakalım şimdi.

Küme düşme hattında, komaya girmiş bir Bursaspor, bundan sonraki haftalarda ne yapabilir?

Seçenekler çok değil zaten;

Aynı inançsızlıkla ama lokal tedavilerle oynamaya devam eder ve sonuçlar çoğunlukla hüsran olur. Havlu atma sınırı pek uzak değil...

Ya da canla başla mücadele edip, kapasitenin üzerine  çıkılır ve yarı baygın yarı canlı diğer takımların durumuna göre kendimizi değerlendirip  ellerimizi duaya kaldırırız...

Hastaneyi Mayıs'tan önce değiştiremiyoruz.

Önceki masrafları ödeyemedigimiz için yeni ilaçlar  da alamıyoruz.Doktorumuz ise bu durumdan kendini değil, hastayı ve hasta yakınlarını suçluyor.

Başka bir  hastane ve yeni bir doktorun, hastayı bu komadan çıkaracağına inananların sayısı epey fazla. Ancak hastane yönetimi, doktoru değiştirmek konusunda kararsız ve maddi durumların hesabı içinde. Ne olacağı belirsiz...

Biz hasta yakınları da vaktimizi beddua ve dualarla geçiriyoruz.Allah'tan umut kesilmez diye.

Aklı başında olanlar da bir yandan cenaze hazırlıkları yapıyor.

Bir kısım hasta yakınları ise bir araya gelerek, tedavi masraflarını toparlayabilmek için ugraşıyor.Eğer toparlayabilirlerse,hastane yönetimine talipler; tedaviyi de doktoru da değiştirme planları yapıyorlar.

Her ziyaret günü hastaneye akın eden binlerce yakını ise hastaya destek vermek için ellerinden geleni yapıyor. Kimi hastaneyi protesto ediyor, kimi doktoru;  bazıları da sessiz olun milleti rahatsız etmeyin diyor. Ne yapsınlar, kaç yıldır komadaki hastayı sürekli ziyaret etmek onların da sağlıklı düşünecek yanlarını zedeliyor.

Durum o ki, ayağımıza kadar gelen yeni tedavileri iyi kullanmamız gerekiyor. Evimizdeki maçlar en yüksek tedavi ihtimali yüksek olasılıktaki ilaçlar...

Fikstür her ne kadar zorlu gözükse  de "yenilenler değil,vazgeçenler kaybeder" düsturuyla elimizden geleni yapmaya çalışacağız.

Ben mesela, bir hasta yakını olarak her ziyaret gününde gideceğim ve "TÜM SEVGİMLE" destek vereceğim canparçama...

Şartlar değişmedikten sonra, değiştiremedikten sonra yapabileceğim  birsey yok...

Hasta, Mayıs ayını atlatıp, komadan kurtulursa , o zaman tüm isyanımı dile getirir, yeni hastane ,yeni doktor için elimden geleni yaparım...

Saygılarımla diyerek bitirdiğim yazılarımı, bu defa

SEVGİLERİMLE...

diyerek bitiriyorum...