Sağlıklı bir istatistiksel araştırma çok sayıda olguya ait bilgilerin uzun süreli ve doğru olarak toplanabilmesine bağlıdır. Ayrıca, ülkede spor yapanların sayısı, bunların yaş ve cinsiyeti, sportif etkinliklerin yaygınlığı, şekli, yarışma koşulları, antrenman durumu, çevresel koşulların özellikleri (iklim, zemin, saha gereç vb.) istatistiksel bilgilerin değerlendirilmesinde önemli olan faktörlerdir.

Ülkemizde bu konuda spora katılımla ortaya çıkan yaralanmalara ait yeterli sayıda ulusal istatistikler bulunmamaktadır.Almanya'dan verebileceğimiz bir örnekte, 10 milyon kadar spor yapan bireyin %  1,5 oranında yaralanma sıklığı olduğu ve bu sayının yılda 75000 yaralanma olduğudur. Değişik ülkelerde yapılan çalışmalarda bir yıl içinde yaralanma olasılığının % 1 - 2 arasında olduğu bildirilmektedir. Başka bir deyişle her yüz sporcudan 1 ya da 2'si yılda en az bir kez yaralanmaktadır.

Yaralanmaların en sık görüldüğü spor dallan arasında takım oyunları içinde futbol dikkati çekmektedir. Ancak burada futbol oynayan kitlenin spor yapan çoğunluğu temsil ettiği göz önünde tutulmalıdır. Daha sonra ise Vegabet dövüş sporları gelmektedir. Hafif yaralanmaların tüm olguların yarısından sorumlu olduğu, nadiren ölüm ile sonuçlanan durumların ortaya çıktığı düşünülürse diğer yaralanmaların orta ağırlıkta olduğu anlaşılacaktır.Yabancı literatüre dayalı olarak sunulabilecek görülme sıklıkları yöntem farklılıkları nedeniyle çeşitlilikler göstermektedir. Ekonomik, sosyal ve tıbbi veri kaynaklarındaki farklılıklar yöntem zorlukları getirmektedir. Yaralanma sıklığının oyun veya antrenman süresine oranı karşılaştırabilir veriler elde edilmesi yönünden tercih edilen bir diğer yöntemdir. Genellikle oyun - antrenman süresi 1000 saat olarak dikkate alınmaktadır.

Yaş, cinsiyet ve spor dalı ayrı olarak değerlendirilmektedir.  Ancak bayan ve erkeklerin yaralanma oranlarını karşılaştırabilecek sağlıklı veriler yoktur.  Yarışma sporlarında yaralanmalar rekreasyon el etkinliklerden daha sık görülmektedir.  Antrenör gözetiminde olmayan sporlara katılımda risk daha yüksektir. Çocuklar açısından durum,  12 yaşına kadar kız ve erkeklerde paralel olarak izlenmektedir. 12 yaşından sonra kız çocukların genellikle spora katılımı azalmaktadır. Yetişkinlerde olduğu gibi rölatif risk karşılaştırması yapmak zordur. ( Doç. Dr. Mitat KOZ )
 
Editör: Haber Merkezi