Bu süreçte kendimizi yenemiyorsak da yenilmiyoruz; beraberlik de iyidir, puan aldık, güçlü takımlarla oynadık, bu takıma karşı puan almak kolay değil ve bu oyunla haftaya kazanırız gibi türlü bahaneler ile kandırdık. Kandırmaktan ziyade inanmak istedik.

Kötü oyunu, oyuncuyu ve yönetimi tenkit ettiğimiz gibi iyi oyunun, oyuncunun ve teknik adamın da hakkını vererek ondan övgüyle bahsettik.

Görünen Köy

Sivasspor maçı özelinde konuşacak olursak takımlar oyuna birbirini tartarak başladı. Futbol omurgasız oynanacak bir oyun değil, evet orta sahadan bahsediyorum. Savunma anlamında çözüm üretsek de hücum anlamında orta alanda varlık gösteremedik.

Özellikle Tamer TUNA’nın iyi pas yapan takımına karşı Bursaspor’un da rakibi bozacak hamlelerde bulunması gerekirdi. Gördüğümüz kadarıyla kanatlarımız, kanatlanamadı, orta sahamızın beli büküldü, Bursaspor yine galip gelemedi, işin ilginç tarafı çok eleştirdiğimiz beraberliği de alamadı.

Pas yapamadık, üçüncü bölgede topu ayağımızda tutup oyunu rakip sahaya yıkamadık, çıkmaya çalıştığımız ataklarda topu kaybederek geri döndük, yorulduk. Geçen hafta rakibi sahadan silen Bursaspor’un yerinde bu hafta yeller esiyordu.

Kevgir

Kaptan: Hücumda üretken olamadığımız bir haftada 2 gol yememize karşın defansta önemli hamlelerde bulundu. İleri çıkan Umut MERAŞ’ın bölgesine gelerek rakibin ataklarını kesti, iyi mücadele etti.

Aurelien Chedjou: Özellikle rakiple girdiği bir an var ki orada, sen istesen de bu topu benden alamazsın, dedi. Kaptanla birlikte savunma hattında güven verdi.

Aytaç KARA: Savunma anlamında elinden gelen ne varsa yaptı. Rakibin bir atağında topu üst üste kaptırmamıza rağmen gidip ısrarla çaldı. Günün mücadeleci isimlerinden biriydi.

Sonuç olarak galibiyet hasretimiz bir hafta daha artarken sabrımız buna ters oranla azaldı. Lütfen, bu şehir sizden galibiyet bekliyor.

İrem ALTINDAĞ
Diğer yazıları için: www.iremaltindag.com

Editör: Haber Merkezi