Değerli Bursasporlular, yapılan işin sadece futbol oynamak ya da oyuncuları bir hedefe yönlendirmekle sınırlı kalmadığı, kazanmak ve kaybetmek dışında son derece karmaşık bir duygu yoğunluğunun yaşandığı bir dünyadır, futbol.

Futbol dünyası içinde başarı kapılarını açabilmemizi sağlayan anahtar, ne teknik direktör olarak sadece bizlerin ya da futbolcuların, ne de yönetici ve taraftarların elindedir. Başarı kapısını tek anahtarla açabilmek mümkün değildir. Futbol bir ekip oyunudur ve bireysellikten uzaklaşmayı başaranların, birlikte hareket etme refleksini geliştirenlerin hedeflerine ulaşabilme noktasında büyük avantaj elde edebildikleri defalarca kanıtlamış bir gerçektir.

Bursaspor’da ikinci kez görev aldığımız gün kendimize bir söz verdik ve "şampiyonluk dahil olmak üzere geçmişi hatırlamaya ve hatırlatmaya değil, yeniden yaşatmaya geldik" şeklinde bir yol haritası belirledik.

Sonuçlar, elbette hem oyuncu grubu üzerinde hem de camianın bütününde bir özgüven kaybının yaşanmasına sebep olduğu için, önce sorumlusu olduğumuz alanda, takımımızın başını dik tutabilmesi adına güven duygusunu arttırmaya yönelik bazı hamleler yaptık.

Özgüven eksikliği sadece zihinsel değil, fiziksel olarak da takımı etkilediği için, bu yöndeki çalışmalarımızdan son derece olumlu geri dönüşler aldık. Ancak kabul edersiniz ki, zihinsel ve fiziksel olarak kaydettiğimiz gelişimin meyvelerini saha içinde toplamamızı engelleyen sorunlar yaşadık.

Takımın başında sahaya çıktığımız üç maçın üçünü de bir eksikle tamamlamış olmak ve onbire onbir maç oynayamamak, oyun planı ve mücadele gücü açısından da bizi olumsuz etkiledi. Özellikle son maçımızın ardından takım, taraftar ve camia olarak yaşadığımız dönemden ise birlik ve beraberliğimizi pekiştirerek çıkmak mecburiyetindeyiz.

Dolayısıyla biz teknik ekip ve oyuncu grubu olarak üzerimize düşen görevi eksiksiz yerine getirmek konusunda kararlıyız ve camiamızdan da, bundan önceki dönemlerde olduğu gibi yine destek bekliyoruz.

Sevgi ve Saygılarımla…

Mutlu Topçu

Editör: Haber Merkezi