Bursaspor gibi oynadık.

En çok yapılan eleştirilerin başında, Bursaspor'un istenilen arzu ve istekle mücadele etmemesi üzerineydi. Özellikle Başakşehir maçında sergilenen kabullenmiş oyunun üzerine Alanya'da oynanan oyun da binince taraftar gerçekten Beşiktaş maçına farklı düşüncelerle geldi. Sosyal medyada en çok altı çizilen durum, Beşiktaş maçında skordan ziyade canla,başla oynayan "ruhlu" oyuncular görmek üzerineydi. Öyle de oldu. Zaten taraftar, Bursaspor ruhuyla oynandığında, yenilse bile, skor canımızı yaksa bile, oyuncuları yine de başı üzerinde taşır.Bursaspor taraftarının tek beklentisi, kendisi kadar takımını da düşünen futbolcularla, kalbi duygularla oynayan oyuncular görmek; hırslı, kazanmayı isteyen, cesur...

Hafta içi çok eleştirilen hoca ve oyuncular, kendilerini iyi izole edip hazırlanmışlar maça.

İlk defa kampa girmeleri bile olumlu bir göstergeydi. Dolaşan dedikoduları yazmaya kalksak bize akşam olmaz. Galibiyeti uzatmalarda kaçıran Bursaspor, tüm dedikoduları ve dedikoducuları bir süre susturur. Özellikle "Ben böyle oynayan bir Bursaspor'u izlemeye gitmeyeceğim artık." diyen skorcu Bursasporlulara da kapak oldu dün akşam. Sosyal medyada maça olumlu baktığımı beyan ettiğim her paylaşımda "Bu takımla, bu hocayla olmaz " diyenlerin nakaratları dün akşam itibariyle bir son bulur. Bir dahaki kötü gidişi beklerler pusuda. Hele ki yerel basında bazı yazarları aklım almıyor(!)

Akşamki maça teknik açıdan bakmaya gerek yok.

Ya da hocanın yaptığı değişiklikleri konuşmaya da gerek yok.Yeni gelen transferleri konuşmaya; Bostock ilk maçında iyi not aldı demeye gerek yok. Bunların hepsini 2-3 gün sonra konuşuruz. Şimdi gerçekten konuşulması gereken şey takımdaki bu diriliş ve bizim taraftarlar olarak bundaki katkımızı ve devamında yapacaklarımızı konuşmalıyız.

Takımdaki Bursasporluluk ruhundan önce taraftardaki Bursasporluluk ruhu üzerine eğilmeliyiz.

Ne demekti lan öyle" Ben bu Bursaspor'u izlemeye gitmeyeceğim."  Bu Bursaspor, şu Bursaspor yok; tek Bursaspor var ve biz o armanın peşine skorlar ne olursa olsun koşacağız ve Beşiktaş maçında olduğu gibi takımda eksik olan ruhu da biz canlandıracağız. Taraftarların vazifeleri vardır ki bu vazifeleri yerine getiremeyenler, hiç o topa girmesin madem. Canında, kanında o sevdayı taşıyacaksın ve takım dibi bile bulsa, amatöre bile düşse o maça geleceksin.Elbette sayarsın-söversin, kızdıkların vardır, eleştirirsin ama "Ben böyle Bursaspor istemem, maça gelmeyeceğim." dersen, biz de senin gibi taraftar istemeyiz, gelme canım (!) kardeşim! Daha da uzatırım bu mevzuyu da neyse, başka yazacaklarım var, yer kalsın, değmezsiniz zaten fazla karakter harcamaya.

Bir an önce can bulmuş bu takımı daha da motive etmeliyiz. Bu dirilişin bir anlamı olmalı. Akhisar deplasmanında eminim taraftarımız gereken desteği  verecektir. Oradan alınacak bir 3 puanla zaten nelerin değişeceğini biliyoruz. Ama orada yine aynı temposuz oyunu oynarsak, aynı nakaratları yine dinlemeye başlarız. Hadi be Bursaspor, bu dirilişin bir de ayağa kalkışı olsun, geç olsun güç olmasın...

Taraftar demişken.... Koreografi mükemmeldi. İçeriğiyle, düzeniyle, mesajlarıyla mükemmeldi. Buradan da hadi hep beraber: Emeği geçenlerden Allah razı olsun.

Top rakipteyken ıslıklı baskı, bizdeyken marşların söylenmesi icraatini Başakşehir maçının ikinci yarısının başında yapmıştık ve işe yarar gözükmüştü. Beşiktaş maçında ise tam anlamıyla işe yaradı. Deplasmanda oynadıklarını hissetti Beşiktaşlılar, hem de Türkiye'nin en zor deplasmanında. Köşe vuruşlarında o Portekizli ile adet yerini bulsun diye yapılan madde atmalar dışında, taraftar bence tam not aldı.

Bir de Batalla mevzusu var : Bostock geldiğine göre artık amele gibi oynamaz garibim. Mis gibi oynar yükünü böylesi alabilecek bir partnerle. Bir an önce sözleşmesinin yenilenmesini ve ikna edilmesini bekliyorum. Sakın Bostock geldi, giderse gitsin demeyin, hele bi ikisi bir arada oynasın da görün önce...

Bursasporlu olun,saygılarımla.