90 dakika içinde birbirine bu kadar zıt ve karmaşık duyguları ancak bir Bursaspor taraftarı yaşayabilir.
Heyecan, öfke, isyan, endişe, çaresizlik, umut, sevinç, mutluluk ve gurur. 90 dakika için de bu kadar karmaşık duyguları peş peşe yaşayan bir taraftar ne kadar sağlıklı olabilir ki? Ne kadar yaşayabilir?
Ne diyelim biz de? Yaşayabildiğimiz kadar Bursasporluyuz!
Son haftaları dikkate aldığımızda her türlü sonucun çıkabileceği zor bir maç olacağını biliyorduk ama 25. Dakikada 2-0 geride olacağımıza pek ihtimal vermemiştik. Hele ki, 30. dakikada farkı üçe çıkarabilecek penaltı düdüğü çalındığında, “tamam artık, buraya kadarmış” dedik içimizden.
Takım kötü, saha kötü, futbol gündeminde ki yerimiz kötü, idari yönetim kötü, Bursaspor gündemi kaotik ve kötü, herkes, her şey kötü, bir de hakemler çok kötü olunca gerçekten artık isyan edesi geliyor insanın.
30.dakikada Ataberk sanki o kötü olan herkesi ve her şeyi tokatladı! Bursaspor’u şimdilik derin bir çukurun eşiğinden çıkardı. O andan itibaren bu tokada takım reaksiyon göstermeye başladı. 36’da Emirhan farkı bire indirdi. İlk yarı böyle bitti. Çok tuhaf bir şey Bursasporluluk. Umutsuzluğu ve umudu aynı anda yaşayabiliyorsunuz! İlk yarı bittiğinde devre arasında “bu maçı döndürürüz ama çok zor be” cümlesini kaç kişi kurmuştur acaba zihninde?!
İkinci yarı başladığında ve oyunun ortalarına gelindiğinde skorda ve oyunda çok da değişen bir şey olmadı. En fazla reaksiyonu kenardan Mustafa Er gösteriyordu. Nitekim önce sarı, ardından kırmızı karta dönüşen ikinci sarı ile tribüne gönderildi hoca.
81’de uzun süredir varlığı ve yokluğu belli olmayan Özer Hurmacı aslında kendisine yakışan tarzda bir gol bularak eşitliği sağladı. Kendisinden beklentimiz hep böyle şutlar atması.
90+’da bu sefer Burak Kapacak kaleci ile karşı karşıya kaldı ve Bursaspor adına yakışan skoru yakalamış oldu.
Özellikle son dakikada gelen galibiyet golünden sonra ortaya konan kenetlenme görüntüleri çok hoştu.
Bundan sonrası için işimiz çok zor. Kazandık ama futbolumuz yeterli değil.. Ters giden bir şeyler var belli. Bu ters giden şeyler her neyse hemen çözülmesi lazım ki, önümüze bakalım, yolumuza devam edelim.
Şakası yok, Play-Off’lara kalmak zorundayız.
Play-Off’tan çıkmak zorundayız.
Zorundayız!
