Dün akşam Altay karşılaşmasının ardından, mağlubiyete rağmen takıma ve özellikle gençlere destek devam etti. Bu benim çok arzu ettiğim bir süreç ve bu desteği veren herkese teşekkür ediyorum.

Lafı uzatmadan yazının ana konusuna geçmek istiyorum.

Evet, çoğunluk desteğe devam ediyor ama sanırım herkesin aklının bir köşesinde de sezon sonu var. Yani "Süper Lig'e çıkamazsak, bu gençleri elimizde tutabilir miyiz?" sorusu kafaları ve gönülleri huzursuz ediyor.

Sezon sonunu şimdiden konuşmak boşuna gelebilir bazılarınıza ama bence öyle değil. Hatta devre arasını da doğru ve yıpratıcı olmayan bir dille konuşmalı, planlamalar yapılmasına katkı koymaya çalışmalıyız. Zaman su gibi akıp geçiyor.

Böylesi mücadeleci gençlerin, armamızı temsil etme hırslarını, gelişimlerini izlemek; sahadan mağlup ayrılsak bile ezilmeden ayrıldığımıza şahit olmak geleceğe dair umutlarımızı canlı tutuyor.

Evet, oynadıkça tecrübelenecekler, senkronizasyonları artacak, oyun kurgusuna uyumları, fiziksel yeterlilikleri ve özgüvenleri gelişecek, çakı gibi bir takım olacaklar. Bu sene Süper Lig'e çıkamasak da seneye çıkma ihtimalimiz çok yüksek olacak.

Peki, bu gençleri elimizde tutabilecek miyiz?

Mali yapımız ve gelmeyen desteklerin oluşturduğu karamsar tablo ortada. İyi sözleşmeler sunamazsak, varolan sözleşmeleri iyileştiremezsek, sadece aidiyet duygularına oynarsak ve gelecek kariyer planlaması konusunda emin bir planlama ortaya koyamazsak, gençleri elimizden almak isteyenlerin ellerini kuvvetlendirmiş oluruz.

Hoş, bana göre bu gençler kendilerini en iyi bizim armamız altında geliştirirler,kalmaları da kendi adlarına büyük fayda sağlayacaktır.

Bu tıkanmış sorun karşısında çözüm önerileri de bulmak ve önermek de şart elbette. Sadece problemi dillendirip kenara çekilmek ve çözüm noktasında gayret göstermemek olmaz.

Evet, sürece olumsuz etki yapacak eleştirileri biraz rafa kaldırmakta şimdilik fayda var ancak doğabilecek büyük sorunlar gözlemlendiğinde en azından konu başlıklarını "dost acı söyler" felsefesiyle söylemek lazım. Aynı gemide olduğumuzu unutmadan, kırıcı ve yerici vurgular kullanmadan, çalışma şevkini kırmadan dile getirmek, her taraftarın da sorumluluğudur bence.

Vakıfköy, elbette giden oyuncuların yerini dolduracak yeni gençler üretiyor ve üretmeye de devam edecektir.

Ama sürekli gelişimlerini beklediğimiz takımlar oluşunca da mali sıkıntılar buna izin vermeyecektir. Ciddi getirileri olan oyuncularımızı satıp, yenilerini koymalıyız ama bu satılan oyuncu sayısı da fazla olmamalı ki istikrarlı gelişim aynı takım üzerinden devam edebilsin.

Şehrin dinamikleri, katkı sağlamaya gücü yetenlerin vurdumduymazlığı ya da halk arasındaki "küskünler mazereti" bu durumda devam etmemizin en büyük sebebidir. İnsan sevdiğine bu kadar uzun süre küs duramaz, geçecekler o işleri artık.

Güven problemlerinden bahsedenlere, eski yönetimlerde katılsam da çoğunlukla, şu an yepyeni insanlarla kurulu bir yönetim var ve "noter" denen nimet sayesinde kimsenin parası da hiç edilmez.

Sezon sonu Süper Lig'e ilk iki sıradan çıkamayız belki ama Play-Off grubuna girebilirsek, bu sinerjiyle büyük ihtimal çıkarız. Çıkınca dertler bitecek mi, elbette hayır ama büyük bir ödeme planlaması yapmaya başlayabileceğiz ve artan gelirlerle mihrabı doğrultma şansımız artacak. O zaman da oyuncu satabileceğimize göre,yolun ilerisi daha aydınlık olacak.

Son olarak, gençlerin emeklerini, mücadelerini destekleyecek olan tecrübeli dediğimiz oyuncularımız da daha çok çabalasınlar diyeyim kibarca. Onları da seviyoruz ve daha çok sevmek istiyoruz.

Şimdilik bizleri mutlu eden bu dinamizm, inşallah ligin ikinci yarısı artacak olan rekabetin içinde kaybolmaz.

Şahsen, Mustafa Er'e, teknik ekibe, oyuncularımızın tamamına güveniyorum, samimi şekilde çalıştıklarına da inanıyorum. Zaman zaman küçük eleştirilerimiz olacak elbet ama bu durum onları çok sevdiğimiz ve desteklediğimiz gerçeğini değiştirmez.

Başkanımız Sn. Erkan Kamat ve yönetiminin de samimiyetle uğraş içinde olduklarına inanıyorum. Hatalı yaklaşımlar,hatalı kararlar almış ya da alacak olsalar da onların da derdinin Bursaspor olduğunu düşünüyorum.

Tek ricam, kamuoyunu bilgilendirici açıklamaların eksikliğini gidermeleridir. Bilgi eksikliği, bilgi kirliliğine neden olur, o da bizim için, bizim camiamız için hiç iyi olmaz. Şu ana kadar güzel sabrediyor taraftar, umarım edilen sabra değer.

Saygılarımla.