Futbolculuk kariyerini herkes biliyor...

Hırslı kişiliğini teknik direktörlüğünü de yansıtan bir futbol adamı...

Maçlarda, kenarda "basketbol koçu" gibi hareketli ve coşkulu...

Kendi hırsını takımına da aşıladığı; son 2 resmi karşılaşmada çok net ortaya çıktı.

Hırsının yanı sıra "babacan" tavırlarıyla da oyunculara kendisini sevdirmiş...

Zira, Özlüce'den öyle haberler geliyor.

Mesela; Karagümrük galibiyetinden sonra Seleznov'un, Üzülmez'e nasıl sarıldığını herkes gördü.

Abinin, kardeşine sarılışı gibi...

Yevgen Seleznov demişken...

SELEZNOV, LUCESCU'YA BENZETMİŞ

Geçenlerde Seleznov, İbrahim Üzülmez'in yanına giderek, "Hocam senin; Ukrayna Milli Takımı'nda çalıştığım Lucescu gibi bir tarzın var. Onun futbol anlayışını aynen sende görüyorum" demiş.

Bu konuşmayı Üzülmez, salı günkü basın toplantısında mikrofonlara söyledi.

Ayrıca...

Takımda; oynayan da, oynamayan da memnunmuş.

Kulübede oturan, hocasına "trip falan" atmıyormuş.

Çünkü, futbolcular, Üzülmez'in "forma adaletine" inanıyormuş.

Futbolcuların, Özlüce'de  beraber vakit geçirdiklerini öğrendik.

ODALARLA KALABALIK VE NEŞELİ SOHBETLER

Örneğin;

Bir odada Kaptan Selçuk Şahin liderliğinde toplanan 16-18 kadar futbolcu, birlikte sohbet edip eğleniyorlarmış.

Paylaşımlar artınca, arkadaşlık bağlarının da kuvvetlenmeye başladığı bilgisi geldi.

Toplu kahvaltılar ve yemekler de artarak devam ediyormuş.

Bu güzel detaylar, ister istemez gelecek haftalar adına insanı daha da ümitlendiriyor.

Tabii, İbrahim Hoca kadar, Kaptan Selçuk'un da bunda payı büyük...

Futbolcular da 39 yaşına gelen Selçuk Şahin'e büyük saygı duyuyorlar...

Kaptanlık dedim de...

KAPTAN ÜZÜLMEZ'DEN DİSİPLİN HAREKETİ

Ertuğrul Sağlam'ın Beşiktaş'ı çalıştırdığı 2008 yılında, lider kişiliğiyle Kaptan olan İbrahim Üzülmez'in, hocasının verdiği sorumluluğu yerine getirmek için kariyerini tehlikeye attığını öğrendim.

Üzülmez, Sağlam'ın "yemeklere terlikle inilmeyecek" talimatını arkadaşlarına iletiyormuş.

Terlikle yemeğe inen Delgado'yu uyarmış, Arjantinli 10 numara, "tamam Kaptan" demiş ve odaya çıkmış.

Sonra terlikle inen İbrahim Toraman'ı uyarmış.

Ama Toraman, "ben de 2. kaptanım, sen bana karışamazsın" deyince, koltuktan ok gibi fırlayan Üzülmez, Toraman'ı oracıkta "alaşağı" etmiş!

Yani, "disiplin" konusunda, kaptanken de hassasmış İbrahim Üzülmez...

HOCA OLMAYI KAFAYA KOYMUŞTU

Geçen gün AS tv'de Markaj programında da bir anektod paylaşıldı:

2010-2011 sezonunda Beşiktaş'ı çalıştıran Alman teknik direktör Schuster, o dönemdeki oyuncusu İbrahim Üzülmez için;

"İbrahim, idmanlardan sonra yanıma gelir, yaptığımız çalışmaların içeriğiyle ilgili bana teknik sorular sorar ve bir teknik adam gibi defterine notlar alırdı. Üzülmez, ileride iyi bir teknik adam olacağının sinyallerini daha o zamandan vermişti" demiş.

Bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkün tabii ki...

ŞİMDİ TAM ZAMANI...

Hazır;

-Hoca, takımını bu kadar sahiplenmiş ve samimiyetle işine sarılmışken...

-Takım, hocasına ve "varoluş davasına" inanmışken...

-Kentin önde gelenleri, son dönemde, hiç olmadığı kadar seferber olmuşken...

-Yeni transferlerin gelmesiyle birlikte, camianın inancı artmışken...

-Üstelik 10 numara takviyesi için de temaslar yoğunlaşmışken...

-Lig ikincisi Erzurum ile arada sadece 1 puan kalmışken...

Öyleyse;

Haydi Bursaspor, bu akşam Akhisar'dan 3 puanla dön de, buralar bayram olsun!..

Serkan Yetişmişoğlu / Köşe Yazısı

Editör: Haber Merkezi