Bursaspor'umuz bir sürü derdin içinde yuvarlanıp gidiyor.

Gerek taraftarın açtığı dava, gerek transfer tahtası, temlikler, transfer dedikoduları... Uzayıp gider bu liste!

Süha Gürsoy'un Mustafa Er ile Antalya kampındaki röportajı bazı gerçekleri unutmamamız gerektiğini hatırlattı.

Kulübün selameti için sahada savaşana oyuncuların, her türlü mental durumları pozitifken, kampta neşe içinde lige hazırlanırken, kafalarına takılan en büyük problem ise alacakları ücretleri. Hiç biri de bana paramın hepsini verin diye bir serzeniş içinde değil. Ancak siz söyleyin, hangimiz emeğimizin karşılığını para olarak da alınca sevinmeyiz ki? Bu meslek duygusal çok olgu taşısa da belli bir yaşa kadar yapılan bir meslek ve maddi birikimlerin önemli olduğu bir süreç. Kimsenin alacağı kalmaz ama zamanında alınan ödemeler dünyadaki her futbolcuyu artı motive eder.

Her türlü zorlukla samimi şekilde uğraştıklarına inandığım, bu zor süreçte de desteklediğim yönetimin, bir an önce belli ödemeleri yapmanın da yolunu bulması gerekiyor.

Örneğin, Burak Altıparmak gibi takımın bel kemiği bir oyuncunun ihtar süresi dolmadan alacağının ödenmesi lazım ki adam uçup gitmesin. Giderse ona kim ne diyebilir ki? Dışarıdan gelmiş ve profosyonelce biz de oynayan bir oyuncunun aidiyet duygusu ne kadar onu bizimle tutabilir?

Yönetimin her şeyin farkında olduğuna eminim. Bizim buradan yazmamızla hareket edecek değiller elbette. Ancak her oyuncu için gerekenin yapılması artık elzem bir durum haline geldi.

İnşallah tüm koşuşturmanın içinde, para denen illetin takımın bütünlüğüne zarar vermesine engel olabilirler.

Saygılarımla.