Onlardan çok daha önemli bilgiler edineceğimi sanıyorum. Şimdi size yazacağım bilgiler sadece bir mali, finansman ve denetim işlerinde çalışmış  çok değerli bir dostumdan edindiğim bilgilerdir. Çok detaylı olmamakla birlikte bu konunun en zor ve yorucu kısmı hukuki boyutlarıdır.

Bursaspor da dahil bir çok kulüp ülkemizde dernekler kanununa tabidir. Hatta Bursaspor un kamu yararına dernek olmasının bazı avantajları da vardır. (örneğin vergi avantajları)  Ancak 700 milyon civarı borç ile bu derneği devralacak kişiler zor bulunur. Başkan ve yönetiminin katkıları, şehrin ileri gelenlerinin yaşadıkları acı tecrübelerden dolayı yardımcı olmaktan bıkmaları, ekonomik şartlar, kanuni zorunluluklar gibi nedenlerle odalar ve meslek örgütlerinin ve hatta bütün belediyelerin gitgide kulüpten uzak durmaları, döviz kurlarının artmasıgibi unsurlar yüzünden bu kulübün kurtuluşu ancak cebinde en az 1 milyar TL. nakiti olan Katar şeyhi ya da Abramoviç in yönetime talip olmasıyla mümkündür.

Bunun yanında başarıyla oluşturulmuş "Şirket ana sözleşmesi taslağı"nın şehrin de onayı ile gündeme gelmesi bu borcun 15 kişiye değil çok geniş kitlelere pay edilmesiyle mümkündür. Bu kongrede (İnşallah son kongremiz olmaz) öncelikle yıpranmamış güvenilir kişilerden oluşan ve kongrede de şirketleşmeye onay alınacak güveni de veren ve aynı zamanda da ilk işi kulübün şirketleştirilmesi olacak bir yönetimi göreve getirmektir. Son bazı genel kurullarda şirketleşme konusu gündeme gelmiş olsa bile bir ilerleme kaydedilememiştir. Şirketleşme olduktan sonra ise dernek bu işte hiç olmamalıdır! Ne yazık ki ülkemizde İstanbul kulüplerinin şirketleri de adeta "Paravan Şirket" gibidir. Çünkü bu şirketlerin % 60-70 gibi çoğunluk hisseleri yine derneklere aittir. Ben bunlara laf olsun da beri gelsin şirketleri ismini taktım. Neden? Çünkü söz sahibi yine derneğin başkanı olup ellerindeki şirketin mal varlığını belirlerken şöyle yapıyorlar. Mesela çok da değerli olmayan bir futbolcusunu yüksek değerliymiş gibi gösteriyor.

Ne yazık ki Bursaspor şirketleşince Bursaspor’un elinde hiç bir mal varlığı kalmamıştır. Minareliçavuş’tan başla katlı otopark, benzin istasyonu, kulübe ait araziler gibi mal varlıkları kulübün elinden alınmıştır. TFF 1.Liginde oynar haldeyken de kulübün belli bir ‘’marka değeri" de kalmamıştır. Hemen belirteyim bu yüzden de kulübün hemen süper lige çıkması şarttır. Çünkü süper lige çıkarsak bu nereden bakarsanız bakın bu kulübe yaklaşık 200 milyonluk bir gelir kalemi demektir. Yükselme parası, isim hakları, digitürk yayın gelirleri, kazanılan maç başına TFF den gelecek para vs…

Şirketleşme aslında her şey hazırsa 1-5 günde biter. Ama derneğin devir ve halka arz prosedürleri çok fazla ve zaman alıcıdır. De öyle "ha" denilince olacak bir şey değil. Hem ciddi bir ekibe, süreye hem çok sıkı devlet denetimine hem mesela hisse için SPK ya hem çıkartılacak hisselere kamuoyunun teveccüh göstermesine kadar bir çok faktöre bağlıdır. Yıllardır bu şirketleşme konusu genel kurullarda dile getirilmiş olmasına rağmen kongre üyelerince kabul görmemiş, başkan seçilenler de bu konuda ısrarcı olmamıştır. Ama mesela 5-6 yıl önce bu husus kabul edilmiş olsaydı şimdi çok rahattık. Yani bu konu için hayli de geç kaldık. Borç dağlar kadar oldu. Arttıkça arttı, hem kadrodaki total değerimiz düştü ( Mesela 5 yıl önce elimizdeki futbolcu kadrosunun toplam değeri diyelim 25 milyon iken şimdiki ederi 10 milyon gibi) hem de mevcut mal varlığımız göz göre göre eridi. Elde avuçta bir şey kalmadı. Mesela sen sevgili okurum böyle bir şirketin hissesini satın alır mıydın? diye sormak isterdim.

 Her şey yolunda giderse "Halka arz" konusu gündeme gelecek. Bu durumda eski kongrelerde şirketleşmeye karşı çıkanların sıklıkla söylediği "Bursaspor zenginler kulübü mü olacak" gibi absürd cümlelere de mahal bırakmayacaktır. Çünkü her bütçeye göre A,B,C ve belki de D tipi hisseler halkın tüm kesimlerine arz edilecektir .Örneğin bir A grubu hisse 10 bin TL,B grubu hisse 5 bin TL c grubu hisse bin TL belki de D grubu hisse 500 TL olacak gibi düşünün. (Bu rakamları kendim uydurdum örnek olsun diye) Mesela Ali bey in gücü A hisselerinden, Veli beyin gücü B hisselerinden, Ahmet beyin gücü C, Mehmet beyin gücü de D hisselerinden almaya yetecektir. Ama isteyen her sosyo-ekonomik durumda olan kişi şirkete hissesi oranında ortak olabilecektir. Yani Bursaspor hepimizin ortağı olabileceği bir şirket olacaktır. Taraftarlara, yatırımcılara bağış yerine şirket ortağı olmaları hisse almalarına teşvik edilecektir. Tabii ki kurucu, imtiyazlı, nama, hamiline hisse senetlerinin neler olacağı, mevcut derneğe belki de resmi taraftarlar derneklerine hangi hisselerin verileceği belli olmalıdır. Şirketin bir CEO su, bir kurucu kadrosu ve yöneticileri olacaktır. Üstelik bu kişiler görevlerinin sonunda kulübe vermeleri muhtemel zararlardan da sorumlu olacaktır. Mesela çıkıp da "Ben bu şirketin sahibiyim" diyerek ne şahsına çek kesebilecek ne de şirkete ait arazi ve diğer mal varlıklarını kendi üzerlerine geçirebilecektir. Yani kimse Bursaspor u şahsi emellerine alet edemeyecektir.

Dostlarım şirketleşme konusu bir önceki yazımdan başlayan bir yazı dizisi halinde yayınlanacaktır. Geçen yazımda ve bu yazımdaki bilgiler kabaca bilgilerdir, ham bilgilerdir. Dostlarımdan duyduklarımın benim penceremden yorumumdur. Hiç merak etmeyin daha bilgisine baş vuracağım değerli avukat, mali müşavir, bankacı, maliyeci, sanayici, gazeteci dostum var. Arkası gelecek yani. Bu yüzden öncelikle Bursamızın değerli uzmanlarının  gecikmiş olsak da bir araya gelerek çalışma grupları kurulması, birlik beraberlik içinde mutabık kalınmasını diliyorum.

KONU BURSASPOR İSE ÜZERİME DÜŞEN / DÜŞMEYEN NE VARSA SONUNA KADAR KOVALAYACAĞIMDAN EMİN OLUN.. 
SEVGİ VE SAYGILARIMLA 
Dr.LEVENT BALCI

Editör: Haber Merkezi