Bursasporlu Profesyonel Futbolcular Dayanışma Derneği, zor günler yaşayan kulüpleriyle ilgili basın toplantısı düzenledi.

Yapılan açıklamada, “Bursa’mızın en değerli markası olan Bursaspor’umuzun son yıllarda geldiği durum ortadadır. Süper Lig’in ‘yeşil-beyaz’ rengi olan, her dönem Türk futboluna değer katan, beşinci şampiyon olarak tarihe geçen, Avrupa’da boy gösteren, A Milli Takım başta olmak üzere bütün milli takımlara sayısız oyuncu veren takımımız maalesef şu an 2. Lig’de var olma mücadelesi vermektedir. Hepimiz biliyoruz ki, 2009-2010 sonrası Bursaspor’u yönetenlerin kötü tercihler yaparak, bilerek veya bilmeyerek onlarca oyuncu transfer edip yılda 2-3 teknik adam değiştirerek, bilimden ve bilgiden uzak davranışlarından dolayı kulübümüz âdete iflas etmiş; tükenme, yok olma noktasına gelmiştir. Allah’tan Vakıfköy gibi insan kaynağımız var da, oradan beslenerek yaşama tutunmuş durumdayız. Yıllarca Vakıfköy gerçeği üzerinden Bursaspor’un planlamasını, organizasyonunu bu yönde yapmasını, modelini bunun üzerinden oluşturmasını savunanlar olarak bir kez daha haklı çıkmanın gururunu bile yaşayamıyoruz. Çünkü hala maalesef değerlerimizin farkına varamayanlar var. Sorun sadece 16-17 yaşında çocuklarımızla çıktığımız mücadelede onlara hala yeterli desteğin verilmemesini anlamak mümkün değildir. Her şeye rağmen yeterli çoğunluğun formalarını giyip geldiği tribünlerde bilinçli bir şekilde çocuklarımıza sahip çıktıklarını görüyor ve onları alkışlıyoruz. Ayrıca şu an varlığımızı sürdürdüğümüz, yaşayan ve sahaya çıkıp mücadele eden bir takımımız varsa bunu da şu an görevde olan Bursaspor başkanı Ömer Furkan Banaz’a ve yönetimine borçluyuz” denildi.

Açıklama şöyle devam etti:

“İşte bu noktada daha 2 hafta önce hatırlamak bile istemediğimiz Diyarbakır Amed maçı sonrasında iç sahada oynadığımız Esenler Erok maçında yaşananlar Bursaspor taraftarlarına yakışmadı. Bursaspor yönetimini hedef alan küfürlü tezahüratlar, karşılıksız seven destek veren herkesi üzmüştür. Unutulmamalıdır ki, Bursaspor bu kentte yaşayanların morali, yaşam enerjisidir. Ama maalesef hala bunun farkında olmayan, sevdiğine zarar veren bir güruh iş başında ve yapacaklarından geri kalmıyor. Ama bizler Bursaspor’un özü olan eski futbolcular olarak buna asla izin vermeyeceğiz. Şu an görevde olan sistemin yürümesini sağlayan Vakıfköy’den Özlüce’ye, sporcularımıza, teknik kadrolara, profesyonellere ve çalışan personele hak edişlerini ödeyen, onların motivasyonlarını sağlayan yönetim devam etmeli; onlara moral ve destek vermeliyiz. Bir maçta yaşananlardan oluşan moral bozukluğu ile alınan kongre kararına itibar etmeden yine hortlayan, toplum içinde değer görmeyen, algısı düşük olan şahsiyetlerin Bursaspor üzerindeki planlarını bozup sisteme çomak sokmalarına asla müsaade etmemeliyiz. Artık kurulan düzeni sistemi rahat bırakalım. Yıllarca sabırsız davranarak bir an önce başarıya ulaşma çabalarının nelere mal olduğunu biliyoruz. Bizler sükunet içinde kulübümüzden gurur duyarak takımımızı destekleyelim. Bizim için tek şart Bursaspor Kulübü yaşasın. Kulübümüz gerçek yerine, Süper Lig’e döndüğünde ekonomik olarak rahat finansal Fair Play’e uyan, sürdürülebilir başarılara ulaşmış bir kulüp olsun isteriz. Bunun için olmazsa olmazımız biraz sabır. Sonuçta kimse unutmasın ki Bursaspor kurulduğu günden bugüne bu kentin en önemli değeridir. Ve siyaset üstü bir kurumdur. Ama şu da unutulmamalıdır ki Türk futbolu ve siyaset kurulduğu günden bugüne kadar yaşamını yan yana sürdürmüştür. Asıl olan ötekileştirmeden kulübümüzün yaşamını sürdürmesi ve ayakta kalmasıdır. Şu anki mevcut yönetim bir sistem kurdu ve bu sistem güzel bir şekilde işliyor. Buna çomak sokmak isteyenlere müsaade etmeyeceğiz. Ancak, kongre sürecinde yaşanan gelişmelere göre biz Bursasporlu Profesyonel Futbolcular Dayanışma Derneği olarak bu kutsal göreve talip oluruz. Armamızı asla sahipsiz bırakmayız.”

Editör: Haber Merkezi