İlk düdük çaldığı andan itibaren Bursaspor etkili ataklar geliştirdi. Golü bir türlü bulamasak da sahadaki futbol ve istek sabırlı olmamız gerektiğine işaret ediyordu. Bizler Bursaspor’dan gol beklerken bir anda kalemizde golü gördük.

Eminim birçok kişi o gol ile birlikte bir “eyvah!” çekmiştir. Ancak bence o gol maçın dönüm noktası oldu. Çünkü artık Bursaspor’un bir değil, en az iki gol atması gerekiyordu. Atamaz ise, işte o bir haftaya öteye taşımamız gereken umutlar, Timsah Arena’nın zeminine, tarihin derinliklerine, camianın boğazına gömülecekti.

Neyse ki, ilk yarı bitmeden beraberlik golünü çok şık bir atakla bulduk. Ancak bu gol yetmeyecekti. Bunun bilincinde olan takımımız ikinci yarının hemen başlarında, 51.dakikada nihayet o golü de buldu. Umutları bir sonraki haftaya taşıyacak yolculuk biletiydi bu. 78’de Cüneyt Köz Ankaraspor’a kötü haberi verdi. Bursaspor ise bu maç özelinde artık çok rahatlamış oldu.

Zor bir seri daha başlıyor. Play-off şansı artık Bursaspor için çok zor ve uzak gibi görünse de, üst üste alacağımız iki galibiyet ile yeniden bambaşka bir havaya girebiliriz. Bu bahsetmiş olduğum iki maçtan biri Altay. Tabi öncelikle önümüzdeki hafta Adanaspor deplasmanından galibiyet ile dönmemiz gerekiyor.

Aksaklıklar yaşadık, krizler, kaoslar geçirdik, hastalıklarla boğuştuk, sakatlıklardan çok çektik, hakem hatalarından, masa oyunlarından illallah ettik, hatta bana göre yönetimlerden, yöneticilerden çok daha iyi idare ettik. Tüm bu olumsuzluklara rağmen iyi niyetlerinden asla ve asla şüphe duymadığımız bu genç kardeşlerimizle buralara kadar geldik.

Yelken direğimiz kırık, gemi su alıyor uzunca bir süredir, acımasız dalgaların arasından baş kısmı denizin altına giriyor, sonra bir anda kafayı kaldırıp bir şekilde yoluna devam ediyor, dümen kilitli.

Ancak artık kara da göründü. Bir şekilde gemiyi batırmadan o karaya ulaşacağız.

Yolumuz açık, Allah yardımcımız olsun!

Editör: Haber Merkezi