"Kişinin, kendisini karşısındakinin yerine koyarak,onun duygu ve düşüncelerini tahmin ederek duyarlı davranmasına empati denir."

Geçen sezonlardan beri, bir çok kişinin daha fazla şans verilmesini sürekli dillendirdiği Ali Akman için, karşıt görüş belirten herkes fiziksel yetersizlikten dem vuruyor, takımın başına gelen hocalar, fiziği iri olan Kubilay'a defalarca şans veriyorken, Ali hiç sorun çıkarmadan, sabırla çalışmaya devam etti. Ne parasına zam isteyenlerden oldu ne de takım içinde moral bozanlardan. 

Efendi gibi antrenmanlarına çıktı, kendisine verilen dakikaları elinden geldiğince iyi değerlendirmeye çalıştı. 

Maddi sorunlardan dolayı transferler yapılamayınca ve o iri arkadaşı yetiştiği yeri terk edip gidince; gençlere güvenen bir hoca göreve başlayınca formasına kavuştu ve 8 maçta 7 gol 1 asist istatistiğinı yakalayıverdi.

Şimdilerde, eskiden beri ona şans verilmesi gerektiğini dile getirenler daha yüksek sesle destek verirken, fiziksel yetersizlikten dem vuranların sesi pek çıkmıyor.

Bu sürecin ayrıntılarına girmeye gerek yok. Gelinen noktada, eskiden beri Ali'deki bu ışığı görenler, transfer planlamalarının sıralamasında Ali'yi yükselttiler ve daha çok dillendirerek genç oyuncuya gerek akrabaları aracılığı ile gerekse basın yoluyla selam göndermeye başladılar.

Böylesi yetenekli bir oyuncunun taliplerinin olması çok doğal. 

Bursaspor olarak alt yapımızdan daha önce de yıldızlar yetiştirip transferlerini yapıp, güzel maddi gelirler elde ettik. Buradaki fark ise Ali Akman'ın sözleşmesinin bitiyor olması. Sezon sonu geldiğinde istediği takıma transfer olabilecek ve Bursaspor -belki- sadece yetiştirme parası alarak bu ayrılığa boyun eğecek. Maddi gelir sağlamak istiyorsak Ali ile sözleşme yenilemek zorundayız ya da devre arası elden çıkarmak zorundayız.

Buraya kadar bizlerin penceresinden bakarak,kendi tasarruflarımızla olayları özetledik. Biraz da empati kurmaya çalısalım.

Ali, yıllardır iyi bir futbolcu olmak için çalışıyor. Kendisine bir kariyer çizmek istiyor. Ailesinden ve akrabalarından bunu başaran büyükleri var. Bugünlere gelene kadar ona hep destek oldular ve Ali için kariyer planlamaları yaptılar. Muhakkak bu planlar birden fazladır; daha kalabalık seyircisi olan takımlara, Avrupa'ya gitmekten tutun da Bursaspor'da gidebildiği yere kadar gitmek gibi projeleri vardır.

Ali, kendisine anlayışlı yaklaşılmasını istiyordur.

Elbette Bursasporluların kendisini sevmesinden mutludur bugünlerde. Takım arkadaşları, ailesi, akrabaları herkes farklı akıllar veriyordur ve kafası karışıyordur.

Hele ki önüne bol sıfırlı sözleşmelerin koyulduğu günler geldiginde, birden çok takım yarışa girdiğinde kafası kim bilir nasıl karışacaktır.

"En iyisi bunları şimdi düşünmeden işime konsantre olayım." demiş gibi görünüyor ki doğru olanı da bu zaten.

Şimdilerde Fatih Terim'in: "Benimle görüşmeden kimseye söz vermesin." mesajı, amcası Ayhan Akman tarafından iletiliyor Ali'ye.

Ozan Tufan, milli takıma başladığında Tümer Metin diyordu ya: "Ne işin var Bursa'da gel İstanbul'a ,daha çok para kazanırsın,daha ünlü olursun..." fikirleri gibi, Ali'ye de ihtişam, şöhret hayalleri kurdurup, aslında kendi çıkarları için yalan söyleyen çok kişi olacaktır.

Ali'nin kafası karışıktır şimdi dedik ama belli ki sahadaki performansına yansımasına izin vermiyor.

Burak Kapacak için Fenerbahçe iddiaları çıktığında halini gördük sahada. Ali ise olaya daha profesyonel yaklaşabiliyor demekki...

Ali, kariyerini düşünüyordur. Kafasındaki hedefe ulaşabilecek yol üzerinde Bursaspor'da oynamaya devam etmek varsa kalacaktır, yoksa "vefalı ol, para kazandır da git, Enes Ünal gibi ol ..." gibi duygusal isteklere bakmadan yoluna devam edecektir.

Ben ,Ali'den para kazana derdinde olanlardan değilim.

Sözleşme imzalayarak, bize de para kazandırarak giderse elbette kulübüm adına sevineceğim ama ben Ali'yi sevdiğim için, bizim armamızla daha fazla golünü izlemek için kalmasını, biraz daha istikrar yakalayıp, bu kadar sevildiği yerde kendisini daha da geliştirip gitmesini isterim.

Hele ki İstanbul takımlarına gidip, bir hafta manşetlerde durduktan sonra, yabancı oyuncuların antrenman topçusu olmasına, belki Türkiye Kupa'sında forma şansı bulursa ancak onu izlemeye dayanamam.

Bizden gidecekse de Avrupa'ya gitmesini ve yeteneğine bakılıp forma şansı bularak oynamasından yanayım.

Zaten 2 sene sürmez A Milli Takımı'mızın forvetinde Enes abisiyle ikili oynamaya başlar.

Ali'ye akıl veren çok olacaktır. Bizlerden de dışarıdan da herkes onu yanında isteyecektir.

Ali, kendisi için iyi olana karar verirken, inşallah yetiştiği ve onu bugünkü Ali Akman yapan Bursaspor'u ön plana koyar.

Bizim sevgimizin gerçek olduğunu ve ona forma şansı verilmediği zamanlarda bile onu desteklediğimizi biliyor.

Futbol sözlüğünde  "karakter" sözcüğünün anlamını da biliyordur. Bizim de onun karakterinden şüphemiz yok. Önce maçları bir oynayalım, sezon sonunu bir görelim, Süper Lig'e de -inşallah- dönelim, o zaman oturur konuşuruz. Şimdi yakasını bırakalım da çocuk sahadaki işini yapsın.

"Vefalı ol, adamsan imzalarsın, bizi üzüp de gidenler Bursa'nın ahını alırlar..." gibi olumsuz cümlelerle onu ikna etmeye çalıştığını sanan klavyecileri kâle almadan yoluna devam et çocuk.

Biz seni sevdiğimiz için kalmanı istiyoruz. Vaktin gelince de biz seni omuzlarımızda yolcu etmesini de biliriz. Daha Bursaspor yolculuğun yeni başladı, erkenden uçup, hayallerini kurduğun kariyerini, başkalarının rantlarına kurban etme.

Ömrün yeşil, bahtın beyaz olsun.

Saygılarımla.