Bursaspor halâ başkan adayını bulamadı. Daldan dala atlayan açıklamalar ortalığa servis ediliyor.

Taraftar kime yönleneceğini bile saşırdı.

Timur Noyan'la başlayan, Hüseyin Akdemir'le hızlanan süreç, Faruk Çelik haberleriyle zirve yaptı ve son zamanda Hüseyin Şahin isminin anılmasıyla durdu.

Acayip bir sessizlik sardı her yeri...

Kapalı kapılar ardında tabiri vardır ya, neler olup bittiğini gerçekten bilen yok. Ne bir  başkan adayı ne de bir basın mensubu,herkesin anlayacağı dilden açıklama yapmıyor.

Bir önceki kongre sürecini hatırlayalım... Siyasi seçimler gibiydi. Adaylar,adayların taraftarları mahalle mahalle geziyor,oy istiyordu. Şimdiye bakın (?)

Ödenmesi zorunlu olan, iş işten geçtikten sonra kralı gelse kurtaramayacağı bir girdaba girmek üzere olduğumuz paralar var. Bulunması gereken bir hoca, kurulması gereken bir takım var (!)

Gelecek olan başkanın işleri elbette zor. Ama bilsin ki bu ağır yükün altına girecek olan adama camia sahip çıkacaktır. İşler kötüye giderse küfür yeriz korkusu çok komik; adam akıllı yapılacak işler belli zaten.Hamle yapmadan önce biraz şeffaf olursanız ve kamuoyunun nabzına dikkat ederseniz hiç bir sey olmaz.

Bir de siyaset meselesi var ki en mide bulandırıcı mesele.

Maalesef ülkemizde futbol siyasetsiz olmuyor. Siyasileri doğru kullandıktan sonrası muhim degil. Hangi görüş olursa  olsun, camiamıza zarar veremez. Kucağına oturulmasın yeter...

Hayırlara vesile olsun diye dua etmekten başka çare  kalmadı ama bu dinamikler denen cenah,artık hakkını vermeli ve biat kültüründen çekinmeden kendini  ortaya atmalı. Bu camia, Bursaspor'u seveni hemen ayırt eder ve kol kanat gerer. Hem  şerden hem de siyasetten korur...

Bilmem anlatabildim mi (?)

Saygılarımla...