Arkadaşlar, keyifli miyiz,evet... Şöyle arkamıza yaslanarak pozitif duygularla maç izledik mi,evet...Maça gidip bir güzel stres attık mı,evet...Oh bee dünya varmış dedik mi,evet... Taraftar olarak kendimizle gururlandık mı,evet...

3 puanın tadı bambaşka değil mi? Transferlerimizin boş çıkmamasına mı sevinelim,ambiyansı yakaladığımıza mı bilemedim. Özlediğimiz Bursaspor'un geri geleceğine inancımız arttı çoğunlukla.Takımın eksikleri ortada ama biraz galibiyetin tadını çıkaralım ve sahada mücadele eden oyuncularımızı kutlayalım. Mücadele etmeyen yoktu maşallah.Bireysel yeteneklerini tam anlamıyla sahaya yansıtamayanlar da vardı, beklentinin üzerinde performans gösteren de. Hepsinden Allah razı olsun. Takım daha yeni; Pablo ile tam uyum hala sağlanabilmiş değil. Ama Bursa'ya gelip de çocuğun elinden ekmeği alır gibi puan aldırdığımız geçen senenin bittiğini, evimizde takım ve taraftar olarak artık kuvvetlenmeye başladığımızı dosta düşmana gösterdik. Timsah dişlerini gösterdi evinde.Beklentimiz,deplasmanda da korku salması ve 3 puanları toplayıp gelmesi.

Elbette bu takım da maç kaybedecek. Aman hemen eleştiri oklarınızı çıkarıp takımı,yönetimi hedef tahtasına koymayın. Moral ve motivasyonu bir de içeriden düşürmeyelim. Olacak bunlardan; esmer timsahlar biraz daha uyum sürecini atlatsınlar, öz güvenlerini biraz daha toplasınlar yeter.

Algı yönetimi çok önemli bir çalışmadır. Sosyal medyada ve yerel medyada kendimize olan güvenimizin arttığı açıkça yansıyor. Olumsuz yorum yazanların çoğu pusuya yatmış bekliyor sanki; muhalif olmak için doğmuş olanlar hariç tabi. Mesela "Bu takıma sağlam bir forvet lazım." algısı hepimizde var değil mi? Kanatlarla ilgili ihtiyaç çoğunlukla sağlandı. Ama "bitirici" forvet dediğimiz, o herkesin arzu ettiği forveti yaz dönemi transfer sürecinde alamadık. Belki devre arasında alırız. Biz, akıllı yorumlarla ve paylaşımlarla,algıyı, Bursaspor'un eski güçlü dönemlerine geri dönmeye başladığı yönünde yaratmalıyız. Bu algı da önce buna kendimizin inanmasından geçer. Sahadakilere "inanın çocuklar" demeden önce biz inanmalıyız. Timsah, dişlerini gösteriyorsa eğer sağlamca da ısırıp koparır, demeliyiz; hissetmeliyiz içimizde...

Herkesin söyleyeceği şey ortak olmalı... Birlik sadece maddi tarafından değil,manevi tarafından sağlanmalı. Sahadakiler, tribündekilerin kendilerine gerçekten inandığını bilmeli be bu baskıyı da hissetmeliler. Takım olarak taraftarın ve medyanin gücünü arkamiza alabilirsek ve bu konuda sabırlı davranırsak, çok kulübün hesap tablosunu bozarız...

Akhisar'dan geçen yılın intikamını da aldık ya,değmeyin keyfime..Saygılar sunuyorum herkese...